Osman Burçak
15 Temmuz Milletin Destanı
Bu tarihten sonra dünyanın hiçbir yerinde egemen güçler gözüne kestirdikleri ülkeleri soymak için darbe yapamayacaklar, yaptıramayacaklar.
Bu milletin tarihi destanlarla dolu. Her bir destanın ayrı hikayesi var. Destanların aktörleri farklı olsa da, konusu aynı. Konu “ VATAN MÜDAAFASI”. 15 Temmuz 2016 dan önceki son destanımız “ÇANAKKALE DESTANIDIR.” O günden bu güne okuya geldiğimiz ve çocuklarımıza gururla anlattığımız destandır ÇANAKKALE. Yaşananlar itibari ile yazmakla ve anlatmakla asla tarif edilemeyen hep bir tarafı eksik kalan ÇANAKKALE destanının bir yenisi daha yazıldı bu millet tarafından. Öyle anlaşılıyor ki, gerekirse bu millet daha çoook destanlar yazar.
Tarih 15 Temmuz 2016. F16 uçakları Türkiye semalarından Türkiye’yi bombalıyor. Genelkurmay Başkanlığı, Özel Hareket Daire Başkanlığı, TRT, Cumhurbaşkanlığı köşkü, Cumhurbaşkanının kaldığı Otel, Türkiye büyük Millet Meclisi ve sivil halk bombalanıyor. Tanklar yolları, köprüleri kapatmış. Kısacası VATAN bir kısım vatan hainleri tarafından yok edilmeye çalışılıyor.
Bir kıvılcım gerekti. Tıpkı, Maraş sokaklarında”Kurtuluş Savaşı “nı başlatan Sütçü İmamın yaktığı kıvılcım misali. İşte o anda Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan kıvılcımı ateşledi. “Meydanlara, sokaklara çıkın. Bende birazdan geliyorum.” Sözleri bir çığlık dalgasıyla cevap buldu.
Milyonlarca insan, siper duvarlarından kopan koca bloklar gibi şehirlerin sokaklarına dökülmeye başladı. Çok geçmeden, iman ve inanç denizinde köpüren dalgaların arasında savrulan darbecilerin zelil halleri geldi ekranlara …..
Tıpkı Ebabil kuşlarının Ebrehenin ordusundan Kabeyi koruduğu gibi Ülkelerini korumak için akın akın, sağınak sağınak boşaldılar caddelere, sokaklara…..
Yapabilecekleri en korkunç hatayı yaptılar. Milletin, 1960 ve 1980 darbelerinde olduğu gibi şiddetin ve gücün önünde diz çökeceğini düşündüler.
Adnan Menderes ve arkadaşları asıldığında suskun kalanların, Özal zehirlenirken, Erbakan devrilirken, Muhsin Yazıcıoğlu öldürülürken sessiz kalanların, son darbe karşısında da hemen teslim olacaklarını düşündüler. Karşılığında hayallerinin çok ötesinde bir gazap gördüler.
Ne mutlu bize ki Yüce Rabbim Tüm dünyanın kaderini değiştirecek bir tarih yazmayı bizlere nasip etti.
Bu tarih, Türkiye’ye tezgah kurulamayacağını, kurulan tezgahların bizzat millet tarafından paramparça edileceğini, Türk’ün, Kürt’ün, Laz’ın, Çerkez’in mesele vatan ve bayrak olunca tek yumruk haline gelip tezgah sahiplerinin tepelerine balyoz gibi indiğini onlara hep hatırlatacak.
Bu güne kadar darbe söylentileri olduğu zaman insanlar günlerce evlerinden çıkmazken bugün tam tersi, insanlar günlerce evlerine girmiyorlar. Allah’ım, ne olur bugün uykum gelmesinde nöbete devam edeyim diye dua edenlere şahit oluyoruz. Üzerine al bayrağı örtüp kaldırımlarda uyuyanları görüyoruz. Ben eve gidip biraz dinleneyim, bir sıkıntı olursa beni ararsınız diyenlere şahit oluyoruz. Sıkıntı dediği şey, tank, top, tüfek ve F16 ‘ lar dikkatini çekerim !
Bunun adı “Demokrasi nöbeti” değil, bildiğiniz “Vatan Müdaafası” dır arkadaşlar. Bunu yapsa yapsa bu millet yapar.
Hangini sayayım…. Üzerine gelen tankın atına uçarak atlayanlar, kaçan tankı picamasıyla kovalayanlar, Havadaki helikoptere taş fıranlar, Bomba yağdran F16 ‘lara, parmak sallayarak, onun bunun çocukları kaçmayın diye haykıranları gördük. Ele geçirdiği tankı 3 dakikada kullanmasını öğrenip darbecilerin üstüne sürenler…
Hangini anlatayım….. Tanklar yürümesin diye Tank’ın paletleri arasına taş kıstıranları mı? Yoksa Uçaklar havalanamasın diye bir kış mallarına yedireceği samanı yakanı mı? Yada Tanklar kararğahından çıkamasın diye tankların çıkış yollarına hafriyat komyonlarını dizenleri mi ?
Hangini anlatayım…. Devletin Bakanı sayın Süleyman Soylu TRT1’ in ele geçirildiğinde beline silahı takıp birkaç adamıyla beraber ölümüne darbecilerin arasına dalıyor. Devletin bir başka bakanı Bekir Bozdağ Meclise bombalar yağarken çıkalım diyenlere, “ Bizim işimiz buradan çıkmak değil, burada ölmektir diye haykırıyor.
Tankın önüne geçerek durun diye ellerini kaldıran kadın tek kurşunla şehit düşüyor. Bir anne 4 çocuğunu yanına toplayıp, “Birinizi dahi evde görmek istemiyorum. Bugün ya devletinizin yanında olun, ya da devletinizin yanında ölün” diyor.
Şer hayra dönüştü. Yaptıkları hata sayesinde altın bir şafağa uyandık. Güneş artık bu ülkenin üzerine bir başka doğacak. Artık tarihte hiç sahip olmadığımız büyük bir umutla, el ele geleceğe daha emin ve daha kardeşçe yürüyeceğiz. Tıpkı “YENİKAPI” mitinginde olduğu gibi….
Tüm bu olanlara rağmen, meseleyi vatan ve millet üzerinden değil de, R.Tayyip ERDOĞAN üzerinden yürütüp “ Bu darbe tiyatrodan ibaret be!” diyenlere söyleyecek bir tek şey var:
Havlayın ! Havlayın ki yeriniz belli olsun.
Selam ve Dua ile….
YAZIYA YORUM KAT