G20; Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve Avrupa Birliği Komisyonundan oluşan, daha çok küresel ve ekonomik meseleler üzerine bağlayıcı olmayan tavsiye niteliğindeki kararların alındığı bir global birlikteliktir. Son buluşmasını ise Çin’in Hangzhou (Hanço) kentinde gerçekleştirdi.

Zirvenin sonuç bildirgesi; “Dayanışmamızı yeniden teyit eder, terörün tüm türlerine karşı nerede yaşanırsa yaşansın mücadele edeceğimizi karara bağlarız. Haraç alma, vergi koyma, doğal kaynakları kaçırma, banka yağmalama, kültürel varlıkları yağmalama, dışarıdan gelen yardımlar ve fidye için insan kaçırma da dahil olmak üzere terör finansmanının tüm kaynakları, teknikleri ve kanallarıyla mücadele edeceğiz. Terörle mücadelede etkili şekilde bilgi alışverişi, terör kaynaklarının dondurulması ve terörist faaliyetlerin suç olarak kabul edilmesi taahhüdümüzü sürdüreceğiz.” şeklinde oluşturulmuştur . (Daha fazla: https://tr.sputniknews.com/politika/201609051024697627-cin-hangzhou-g20-sonuc-bildirgesi/)

“Yapısal reformlar konusunda ise, G20’nin sürdürülebilir, güçlü ve dengeli ekonomik büyüme hedefi için hayati önemde olduğu belirtilen bildirgede, öncelikli yapısal reform başlıkları, dokuz madde halinde şöyle sıralanmıştır: (http://www.abhaber.com/g20-zirvesi-sonuc-bildirgesig20-zirvesi-ongorulen-hedefe-ulasti-english/)

1-Uluslararası ticaret ve yatırımın canlandırılması

2-İstihdam reformlarını teşvik ederken, eğitim ve becerilerden yararlanma

3-İnovasyonu teşvik

4-Altyapının iyileştirilmesi

5-Finansal reformların desteklenmesi

6-Rekabetin desteklenmesi ve ticaret ortamının iyileştirilmesi

7-Finans sisteminin iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi

8-Çevresel sürdürülebilirliğin güçlendirilmesi

9-Kapsayıcı kalkınmanın desteklenmesi”

Aşağı yukarı dünya üzerinde kapsayıcı büyüme ve gelişmenin istenilen seviyelerden uzak olması bu tür zirvelerde sıklıkla vurgulanır hale dönüşmüş durumda.

Yeri gelmişken G20 konusunun nereden geldiğini düşünebilirsiniz. Bunun iki sebebi bulunmakta. İlki yoğun ülke ve dünya gündemi arasında bu zirvenin çabuk geçiştirildiğini düşünüyorum. Dünya meselelerine yeterince önem verilmiyor, kaldı ki şimdiki gündem malumunuz üzere bambaşka. İkinci neden de G20 üzerine ulusal ve uluslar arası çapta derli toplu bir yayına ulaşmak çokta mümkün değil. Genelde gazete haberleri üzerinden bir takım yazılara ulaşmak mümkün. İşte bu açığı kapatmak ve üniversitelerin seçmeli ders havuzunu genişletmek maksadıyla kendimizin de hem Y.Doç. Dr. Yusuf SAYIN hocamla birlikte uluslar arası olarak editörlüğünü yaptığım hem de ilk bölümünü yazdığım kitap çalışması Lambert Academic Publishing tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Büyük bir açığı kapatacağını temenni ediyorum. Daha fazla bilgi edinmek isteyen okurlar aşağıdaki linkten yararlanabilirler. Bu vesile ile bu eserimiz için katkıda bulunan tüm akademisyen ve meslektaşlarıma teşekkür ederim.

(https://www.morebooks.de/us/bookprice_offer_65bc29245f452626b2b56eb2502c4eb9d7eabef3?auth_token=d3d3LmxhcC1wdWJsaXNoaW5nLmNvbTozNDYzNDJlMWYxNWIwMDI2YTAyYTJmNGY3YmMxZTZjNQ%3D%3D&currency=EUR)