Dostlar daha huzurlu bir hayat için;

Evimizde her akşam mutlaka belli bir süre okuma saati uygulayalım. Okumak Allah’ın emridir. Kesinlikle ihmal edilmemeli. Önce nelerin okunması gerekir. Bize ne lazım. Hangi bilgiler öncelik arzediyor. Dünya ve ahretimizi nasıl düzene koyarız. Bunun için neleri okumalıyız. Mutlaka tespit edilmeli ve en kısa zamanda bu işe başlanılmalı. Nelerin okunması gerektiğini bilmiyor musun? Onun da kolayı var. Nasıl ki hastalanınca doktora, araban arızalanınca sanayiye gidiyorsan, bu işe başlamaya niyetlendiysen soracağın yerler hemen yanı başında. Kendine sor bulursun.

En az onbeş günde bir dostumuzu, akrabamızı, komsumuzu ziyaret edelim. Ziyaretleşmek, hediyeleşmek aramızdaki kırgınlıkları kaldırır, dostluk ve samimiyetimizi artırır. Sen başkalarının yanında olursan, onlar da dar zamanında seni yalnız bırakmazlar. Ne kadar zengin, paran çok olursa olsun bunları bir dostunla, kardeşinle paylaşıp, yiyemiyorsan, bunların bir ihtiyaç sahibine faydası olmuyorsa ne kıymeti var. İnsanı ayakta tutan kesinlikle maddi değil, manevi duygulardır. Manevi duygular da ancak dostlukla gelişir.

Her gün en az bir iyilik yapacağım de. Her akşam “bugün bir iyilik yapabildim mi” diye kendine sor. Yapamadıysan tekrar çık ve vazifeni tamamla. Bunu belki birkaç kez yapınca, alışkanlık haline geldiğini göreceksin. İnsanların hayırlısı başkalarına faydalı olandır. Allah’ın yarattığı her canlıya yardımcı olmayı ilke edinirsen belki de bunlardan biri seni kurtaracaktır.

Hasta ziyaretini alışkanlık haline getirelim. Mazlum ve yetimi gözetelim. Onları arayalım soralım. Seni biri arayıp; nasılsın dostum dese, mutlu olursun değil mi, o halde sen de sor.

İnsanlara tebessüm et. Hiç para harcamadan çok faydalı getirileri olacağını göreceksin. Belki de onlar, dünyalara bedel şeyler olacak. Özellikle Allah'ın yarattığı eşrefi mahlukata saygı gösterelim. Ne ekersen onu biçersin. O saygının misliyle kendine döndüğünü göreceksin. Yeryüzündekilere şefkat göstermeyenlere, göktekilerin de merhamet etmeyeceğini biliyorsun.

Yanında çalışan işçiler, senin ve işin hakkında ne düşünüyorlar. Onların bir sıkıntıları var mı, hiç merak ettin mi? Emrinde çalışan memurlar acaba varlığından sıkıntı mı duyuyorlar, yoksa büyük bir keyif ve hazla mı çalışıyorlar. İş memnuniyetleri nasıl. İstersen arada bir yokla.

Bir de; dön evine bak, kimler var, kimlerle birlikte yaşıyorsun. O güne kadar görmediğin birçok şeyin farkına varacaksın. Onlarla aran nasıl. Senden bir beklentileri var mı? Acaba evini farkında olmadan otel gibi mi kullanıyorsun. Mesela evladını bugün karşına al sor. Yavrum nasılsın, benden bir beklentin var mı? Derslerin, işlerin nasıl, benim yapabileceğim bir şey var mı? Senin her türlü sıkıntın, benim sıkıntım, dedin mi, demediysen al karşına söyle, dertleş, ne kaybedersin. Bu sana bir şey kaybettirmez. Zannettiğin otoriteni zedelemez. Belki de büyük bir huzur duyacak bu işi bu güne kadar neden yapmadım diye hayıflanacaksın. Aile çadırının orta direği olan baba bunun sorumluluğunu yerine getirmelidir. Aman haa, ülkemizin son kalesi olan aile binasının yıkılmasına sakın fırsat verme.

Dostlar anlatacak, yazacak, dertleşecek çok meselemiz var. Şimdilik bu kadarıyla iktifa edelim. Ama her şeyden önemlisi Allah(cc) ve Peygamberinle(sav) aran nasıl. Aman ihmal etme. Sonra telafi edemezsin. 

Selâm ve muhabbetle….