Mersin'in merkez ilçe Toroslar Belediye Meclisi, ortak bildiri ile İsrail'in Filistin topraklarına yaptığı zulmü ve alçak saldırıları kınadı. Gündeme alınan önerge, belediye meclisinde oy birliğiyle kabul edildi.
Toroslar Belediye Meclisi Ekim Ayı Toplantısının ikinci birleşimi, Toroslar Belediye Başkanı Atsız Afşın Yılmaz başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda, Toroslar Belediyesinin 2024 mali yılı performans programı ve 2024 mali yılı bütçe taslağı ile 2025-2026 yılları tahmini bütçesine ilişkin Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu görüşülerek oy birliğiyle kabul edildi.
Tüm Belediye Meclis üyelerinin ortak imzasıyla İsrail'in, Filistin'de binlerce çocuk ve masum sivili öldürerek insanlık suçu işlediği katliam ile ilgili yayımlanan kınama bildirisi kamuoyu ile paylaşılarak, zulmün bir an önce durması çağrısında bulunuldu. Önergede, "Filistin'de bir zulüm yaşanıyor. İsrail'in, Filistin'de masum sivillere yönelik şiddet ve suç içeren saldırıları kabul edilemez bir hal almıştır. Ne yazık ki İsrail, Filistin topraklarında ve kutsal alanlarda insanlığa karşı suç işlemektedir. Bunun adı savaş değil, soykırımdır. Son olarak Gazze'de masum sivillerin sığındığı ve tedavi gördüğü bir hastaneyi hedef alarak yüzlerce kişi katletmesi de bir savaş suçudur. Saldırılarda hayatını kaybeden Filistinli kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Meclisimizin ortak kararı ile Filistin'i kan ve gözyaşına boğan İsrail'i şiddetle kınıyoruz. Bizler, bu zulme asla sessiz kalmayacak, Filistinli kardeşlerimizin sesi olmaya devam edeceğiz" ifadeleri kullanıldı.
"Bu vahşetin bir an önce durdurulmasını diliyorum"
Önerge ile gündeme alınan ve oy birliğiyle kabul edilen ortak kınama bildirisinin ardından söz alan Toroslar Belediye Başkanı Atsız Afşın Yılmaz, konunun tüm meclis üyeleri tarafından imzalanmasının memnuniyet verici olduğunu söyledi. Daha öncede benzer olayların yaşandığını ama bu saldırıların canlı yayında tüm dünyanın gözü önünde olmasının kabul edilemez olduğunu kaydeden Başkan Yılmaz, "Bu olayın önümüzdeki dönemde birçok farklı gelişmeye sebebiyet vereceğini düşünüyorum. Çok fazlı kötü görüntü var. Bunları anmak bir taraftan iyi değil, bir taraftan da insanlık görevi. Bir babanın çocuğunun parçalanmış cesedini gazetecilere gösterdiği görüntü gözümün önünden gitmiyor. Bombalanan hastanenin, daha sonra da bu hastanedeki yaralılara yardım edenlerin tekrar bombalanmasının görüntüleri gözümün önünden gitmiyor. Hastane yönetiminin, cenazelerin arasında yaptığı basın açıklaması gözümün önünden gitmiyor. Saldırılar, bize kuş uçuşu İstanbul'dan daha bir yakın yerde, Doğu Akdeniz'de cereyan ediyor. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Bu vahşetin bir an önce durdurulmasını temenni ediyorum" diye konuştu.
"Sıradan bir olay değil, yeni bir sürecin başlangıcıdır"
Bu konunun, bir din savaşına dönüşmesinden endişe duyduğuna dikkat çeken Başkan Yılmaz; "Hangi dinden olursa olsun, tüm insanlığa sevgimiz ve saygımız sonsuz. Burada bu saldırıları gerçekleştirenlere tepkimizi gösteriyoruz. Tüm dünyanın gözü önünde, bunun belli ülkeler tarafından desteklenmesi, motive edilmesi ve haklı görülmesi konusu var. Sadece bir haftada 11 gazeteci öldürüldü. İsrail'in fosfor bomba kullanması, hastanenin bombalanması ve İsrail'deki sivillerin bu bombalanmaya karşı koydukları sevincini görüyoruz. Sevindirici olan ülkemizin ve milletimizin birlik ve beraberlik içinde bu konuya yaklaşmasıdır. Bununla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde tüm grupların imzaladığı bir bildiri yayınlandı. Bu bence sıradan bir olay değil, aslında yeni bir sürecin başlangıcıdır. Dünyaya; insan hakları, demokrasi ve hukuk öğreten batının sonunun başlangıcıdır. Artık dünyada herkes, her şeyi canlı yayında görüyor ve anlıyor" dedi.
"Acil insani ateşkes tasarısına ret oyu verenlerin bu saldırıda vebali var"
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, "Acil insani ateşkes tasarısı" hazırlandığını ve bazı ülkelerin buna ret oyu verdiğini dile getiren Başkan Yılmaz, "Daha da acısı bundan iki gün önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde "Acil insani ateşkes tasarısı" hazırlandı. Ve bazı ülkeler ret oyu verdiği için gerçekleşmedi. Belki de bu karar verilseydi, Birleşmiş Milletler bu kararı verip uygulasaydı, hastane bombalanması gerçekleşmeyecekti. Bu açıdan bu karara ret oyu veren ülkelerin de vebali ve sorumluluğu var" şeklinde konuştu.
"Ülkemiz, her zaman olduğu gibi gerekeni yapacaktır"
"Ülkemizin bu konuda duruşu ve tutumu bir bütün olarak kıymetli ve değerli" diyen Başkan Yılmaz, şöyle devam etti; "Bu olayı, bize belli yüksek değerlerden bahseden, özellikle 2. Dünya Savaşından sonra yüksek kurum ve kuruluşlarla dünyayı terbiye etmek isteyen batının sonu olarak görüyorum. Afrika'da değişik gelişmeler oluyor ve farklı gelişmelerin olacağını düşünüyorum. Bu açıdan bu saldırıyı yapanları, destekleyenleri, seyirci olanları, Birleşmiş Milletler Konseyi'nden çıkarılmak istenen kararı reddedenleri kınıyoruz. İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, yüz yıl önce söylemiş. Biz de ne diyordu acaba diyoruz. "Garb'ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar, benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma. Nasıl böyle bir imanı boğar, medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar?" Bu olayla aslında o medeniyet dediğin canavarın son dişi de düşmüştür diyorum. Dünyada karmaşa olsun, savaş olsun istiyorlar. Dünyanın çatışma bölgelerinde bir taraftan savaşı, karmaşayı, sıkıntıyı pompalarken bir taraftan silah satıyorlar. Bir haftadır Ukrayna'yı kimse konuşmuyor. Olan, Ukrayna halkına oldu. Şimdi de başka bir savaş başladı ve bu savaşa başka silahlar gönderilmeye başlandı. Bunun bir an önce durmasını diliyoruz. Uluslararası hukuka uygun bir şekilde davranmak, hareket etmek önemli. Türkiye bu noktada üzerine düşeni yapacaktır. Toplumda bu mutabakat olduğu sürece de ülkemizi, milletimizi yıkacak, parçalayacak ve bölecek hiçbir güç ve kuvvet yoktur."