Kış mevsiminde Mersin'in sahil kesimlerinde konaklayan Sarıkeçili Yörükleri'nin, yazı geçirecekleri yaylalara doğru başlattıkları yolculuk sürüyor.
Kışı Mersin'in Aydıncık, Silifke, Gülnar ve Anamur ilçelerinde ormanlık alanlarda geçiren Sarıkeçili Yörükleri'nin, Karaman ve Konya Toroslarının yaylalarına göçleri nisan ayının ortalarında başlıyor.
Akdeniz sahili ile Toros yaylaları arasında develeri, atları ve keçileriyle göç eden Sarıkeçili Yörükleri, yaklaşık bir ay önce Mersin'den başlayan yolculuklarında Karaman'a ulaştı.
Yaklaşık 250 Sarıkeçili Yörüğü, zamana direnip geleneklerini tüm zorluklara rağmen sürdürmeye çalışıyor.
- " Tek farkımız deve yerine ulaşım araçları kullanmamız"
Mersin'in Bozyazı ilçesinden ailesiyle yola çıkan Sarıkeçili Yörükleri'nden Mustafa Bacak (42), AA muhabirine, zorlu göçe nisan ayının ortalarında 3 aile olarak başladıklarını anlattı.
900 keçi ve 6 develerinin olduğunu dile getiren Bacak, Mersin'den başladıkları zorlu göçlerinde Karaman'a ulaştıklarını söyledi.
Bacak, yarım asır önce bine yakın Sarıkeçili ailesinin olduğunu belirterek, "Biz Bacak ailesi olarak 2 ağabeyim ve ben, 3 aileyiz. Beraber hareket ediyoruz. 30 yıl öncesinden tek farkımız develer yerine çoğunlukta traktörle göç etmemiz. Başka hiçbir farklılık yok." dedi.
- "Çocuklarımız dünyaya gözlerini çadırda açar, çadırda büyür"
Sarıkeçili Yörüklerinin kışın sahile indiğini, yazın da Konya ve Karaman'ın yaylalarına göç ettiğini vurgulayan Bacak, şunları kaydetti:
"Keçilerini yavrulatır, sabah göçünü hazırlar yola çıkarız. Erkeklerden ve kadınlardan genç olanlar hayvanları güderek konaklayacakları yere varır. Yaşlılar ise konaklayacakları yerde çadır kurup hazırlık yaparlar. Hayvanlar sağılır, su ihtiyaçları giderilir. Peynir, yoğurt yapılır. Ertesi gün yine hayat aynı şekilde devam eder. Bir günümüz böyle geçer. Bu yüzlerce yıldır böyledir. Çocuklarımız dünyaya gözlerini çadırda açar, çadırda büyür."
Yörüklerin sorunlarının büyüdüğünü ve bu hayatı sürdürmelerinin zorlaştığının anlatan Bacak, yüzlerce yıl önce hazırlanan ve kullanılan göç yollarında artık kiraz bahçeleri ve tarlaların olduğunu bildirdi.
Bacak, yıllardır akan çeşmelerin teknelerinde artık suların olmadığını dile getirerek, "Bu sular bahçe sulanmada kullanılıyor. Tüm yetki muhtarlarda. Nerede zorlu, işe yaramaz bir güzergah varsa bize orası gösteriliyor. Orman dairesi izin veriyor, muhtarlara söz geçiremiyoruz." diye konuştu.
Sarıkeçili Yörükleri'nin dağların bekçisi olduğunu ifade eden Bacak, "Bir geleneği yaşatmaya çalışıyoruz. Zor şartlar altında üretim yapıp ülke ekonomisine, kültürüne katkı sağlıyoruz. Gençlerimiz artık bu işi yapmak istemiyor. Bizler ise gücümüz yettiği kadar sürdüreceğiz çünkü bizim yaşam tarzımız, işimiz bu." ifadelerini kullandı.
- "Şartlarımız zor ama ben böyle yaşamayı seviyorum"
Fadime Bacak (44) da çadırda doğup, büyüdüğünü belirterek, "Şartlarımız zor ama ben böyle yaşamayı seviyorum. Sabah göçümüzü yükler, öğlen yıkar, ertesi gün sabah tekrar yükleriz. Günümüz böyle çalışmayla geçer. Böyle yaşamaya devam edeceğiz. Çocuklarımız sürdürür mü bilemiyorum." dedi.