Yrd. Doç. Dr. Onur Aykaç, bu haftaki programda tarihimizin en gerçek ve en şerefli kahramanlıklarından Sarıkamış’ı ve aziz şehitlerimizi yâd etmeyi amaçladıklarını belirterek türkünün hikâyesini paylaştı.
Yrd. Doç. Dr. Aykaç şöyle konuştu: “Yer, Erzurum’un küçük bir köyü... O sabah köydeki çocuklar hiç görünmediği kadar ciddi, hiç görünmediği kadar gözü karaydı. Enver Paşa’nın seferberlik emri gelmiş, eli silah tutan herkes askere alınmıştı. Dün sokakta beraber oynayan çocuklar, bir gecede kocaman yürekli kahramanlar olmuşlardı. Artık ellerinde tahtadan tüfekler değil, soğuk çelikten tüfekler vardı.
Cepheye gitmek için toplanan gençlerin anaları-babaları, oğullarının arkalarından son bir kez daha baktılar. Son defa sessizce ‘elveda’ dediler belki de. Köy meydanında toplanan gençler, ağır ağır çıktılar yola. Yaşça büyük olanlar küçüklere sarıldı, yere düşeni kaldırdılar, birlik oldular. Uyumadılar, uyutmadılar. Biliyorlardı ki soğukta uyurlarsa bir daha uyanamayacaklardı. Hasan da o kalabalıkta günlerce yol aldı.
Yola çıkalı beş gün olmuştu. Her gece aynı senaryo, her gece aynı soğuk vardı. Şimdiden hepsinin şevki kırılmaya başlamıştı bile. Altıncı günün sabahı kimi askerler yerinden kalkamadı. Donup kalmışlardı. Saçları buz tutmuş, kaşları buz tutmuş, gözleri donup kalmıştı. Ama emir kesindi. O gün, öğleden sonra bizim Hasan, kendi kıyametini yaşadı. Arkadaşı Musa’nın yere düştüğünü görünce koştu hemen Hasan, aldı yere düşen sancağı. En öne koşup dalgalandırdı bayrağı. Lakin en önde hava daha bir sertti, daha bir dondurucuydu. Hasan artık hiçbir şey düşünmeden yürüyordu. Lakin şimdiden bacaklarındaki sızlamalar dayanılmaz bir hâl almıştı. Birkaç saat böyle sürdü. Sonra ilginç bir şey oldu. Yavaş yavaş acıları, sızıları geçmeye başladı. Artık ayakları üşümüyor, yüzüne çarpan soğuk onu rahatsız etmiyordu. Ama bir anda tökezledi, yığıldı olduğu yere. Ayaklarına dokundu, lakin ayakları orada yoktu sanki; hiçbir şey hissetmedi. O esnada sancağı devralmak için yanına koşan asker girdi koluna. Yüreği cız etti Hasan’ın, demek ki insan böyle donuyormuş, demek ki insan böyle şehit oluyormuş. Arkadaşının kolunda birkaç adım daha attı Hasan, sonra yığıldı kaldı olduğu yere. Birkaç dakika sonra tamamen hareketsiz kaldı, bir daha da kımıldamadı. Komutanların ‘Geriye bakmak yok, hadi yiğitlerim ileri’ sesleri son kez yankılandı kulaklarında.
O günlerde tam 90 bin şehit verdik. 90 bin Hasan, 90 bin Musa, kısacası 90 bin Mehmetçik şehit düştü. Can verdik, ama toprak vermedik.”
Türkünün hikayesi ile şanlı tarihimizin önemli dönüm noktalarından olan Sarıkamış’ı bir kez daha yaşayan dinleyiciler daha sonra Karaman Milli Eğitim Müdürlüğünde Müzik Öğretmeni olarak görev yapan Halil Erbay’ın bağlaması eşliğinde türküyü dinlediler. Türkünün hikayesinin anlatımı ve bağlama ile icra edilmesinden duyulan memnuniyetin kendilerini mutlu ettiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Onur Aykaç ve Müzik Öğretmeni Halil Erbay, programa gösterilen ilgiden dolayı katılımcılara teşekkür ettiler.