Evlilikte hayatı paylaşmak. Komşulukta ekmeği paylaşmak, Sosyal hayatta iyiliği ve güzelliği ve de yardım severliği paylaşmak. İnsanın hayrına ve mutluluğuna vesile olacak her şeyi paylaşmak insan olmanın en önemli değeridir.
Asr-ı saadete baktığımız zaman onlar kelimenin tam manasıyla paylaşmayı hayatın her alanına yaymışlardır. Çünkü onlara bu paylaşmayı yaşayarak gösteren güzeller güzeli sevgili peygamberimiz vardı. O paylaşmanın altını dolduruyor ve onu izleyen sahabede onun yaptığı güzel davranışları hayatlarına uyguluyordu.
Yalnız yemek yemeyen sahabeden bugün yalnızlığa mahkum olduk. Sofralarımız Allah’ın nimetleriyle dolarken komşumuzla paylaşmayı unuttuk.
Önemli günlerde yaptığımız yiyecekleri komşularımızla paylaşmayınca paylaşmayan çocuklar nesiller oluşmaya başladı.
Çocuklar ve gençler çevresinde ki arkadaşlarıyla bir şeyleri paylaşamıyorsa ve bu alışkanlığı ileride de devam ettiriyorsa oturup acaba biz nerede hatta yaptık diye düşünmeliyiz.
Bir kimse sevdikleriyle bir güzelliği veya iyiliği paylaştığı zaman aslında bu kendisi için bir terapi gibi gelmektedir. Karşısında ki insanın hayatında ki mutluluk onunda mutlu olmasını sağlayacaktır. Aslında paylaşmak karşımızda ki insandan daha fazla bizim mutlu olmamızı sağlamaktadır.
Paylaşarak yanımızda bulunan insanlara da bir model olduğumuzdan dolayı da onların da mutlu olmasını ve onlarında içi dünyalarında paylaşmaya dair güzel duyguların yeşermesine de vesile olmuş oluruz.
Bir güzellik bir çok güzelliği de beraberinde getirmektedir. Ailemizde bu duyguların yeşermesine de vesile olmuş oluyoruz.
Çocuğun en önemli gelişim çağı olan dönemlerde bizler onlarla paylaşmaya dair hiç hatıralarımız oldu mu?
Eşimizin yaptığı bir güzel yiyeceği ve tatlıyı veya başka bir şeyi çocuğumuzla beraber bir komşumuza beraber götürdük mü? Veya zorda kalmış bir kimseyle bir şeyleri beraberce paylaşıp onun bilinç altına bize dair bir güzellik bıraktık mı? Bu ve buna benzer soruları çoğaltabiliriz.
İnsanlara hizmet etmeyi ve ihtiyacı olanlarla ekmeklerini paylaşmaları onlara huzur veriyor ve mutlu oluyorlardı.
Asrı saadetler paylaşmaya dair verebileceğimiz ve günümüz insanına kapak olacak ve ibret olacak en güzel paylaşmayı yaşayanlar Medineli Ensarlar ile Mekkeli muhacirlerdir.
Mutlu olmak hayatı paylaşmaktır. ‘Ben’ kelimesi yerine ‘biz’ kelimesini kullanmaktır.
Sevinçlerin ve mutlulukların paylaşıldığında daha çok mutlu olacağımız bilinmelidir.
Aynı şekilde dertlerin ve sıkıntıların da paylaşıldıkça azalacağını bilmek ve buna inanmak, insanın mutlu olmasına vesile olacaktır.
Mevlana’nın dediği gibi:
Altın ne için, can ne için, inci mercan nedir?
Bir sevgiye harcanmadıktan
Bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.