Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Bulut, orman yangınlarının saatteki hızının 10 kilometreyi geçebildiğini belirterek, "Orman yangınları küresel iklim değişikliğine, kuraklaşmaya, o bölgede yaşayan faunanın ve floranın yok olmasına da neden oluyor. Karbon salınımını artırır, sera gazı etkisi oluşturur." dedi.
Bulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle Akdeniz ve Ege Bölgesi'nde orman yangınlarının sık görüldüğünü dile getirdi.
Orman yangınlarının doğal ve insan kaynaklı sebeplerden çıktığını vurgulayan Bulut, yangınlarda sadece ağaçların kül olmasının değil, bunun ekolojik ve çevresel boyutunun da göz önünde bulundurulması gerektiğini söyledi.
Türkiye'de yaz döneminde kuraklığın şiddetlenmesinin, orman altı florasının çalı, ot formundaki bitkilerin kurumasının orman yangınlarını tetiklediğini aktaran Bulut, "Zaten sezon kurak. İhmalle atılan bir sigara, cam, şişe kırıklarının mercek etkisi oluşturması, unutulan piknik veya çoban ateşinden yangınlar hızlı şekilde yayılıyor. Dikkatli ve tedbirli olmak gerekiyor." diye konuştu.
Dünyada ve Türkiye'de orman yangınları bakımından kritik bölgeler olduğuna dikkati çeken Bulut, küçük, gözardı edilen ihmallerin orman alanlarının kül olmasına sebep olduğunu bildirdi.
- "Yangınların saatteki hızı 10 kilometreyi geçiyor"
Yangınlara karşı dikkatli olmak gerektiğine değinen Bulut, şöyle konuştu:
"Orman yangınlarının saatteki hızı 10 kilometreyi geçiyor. Bu, sağlıklı bir atletin bir saatte koşabileceği bir sürat. Ormanlar ekonomik ve kültürel zenginliğimiz, biyoçeşitliliğimiz, su kaynaklarımızdır. Ormanların yanması sonucu kaybettiğimiz ağaç dışında çevresel boyut da çok önemli. Küresel iklim değişikliğine, kuraklaşmaya, o bölgede yaşayan faunanın ve floranın yok olmasına neden oluyor. Karbon salınımını artırır, sera gazı etkisi oluşturur. Biyolojik zengin, nadir türlerin yok olmasına sebep olur. Faunada, sürüngenlerden kanatlılara, bakterilerden büyük hayvanlara kadar tüm canlılar var. Florada ise en küçük küf ve mantardan kayın, ladin, sedir ağaçlarına kadar önemli ağaçlar var. Akdeniz ve Ege Bölgesi endemik bitkiler açısından da önemli. Günümüz iklim koşullarında gelişmeyen, geçmişin iklim koşullarının bize armağanı olarak bölgelerimizde yaşayan 60-70 milyon yıl öncesinin ağaçları var. Biyolojik açıdan hassas bölgeler."
Akdeniz Bölgesi'nin karakteristik bitki örtüsü olan makinin çabuk tutuştuğunu ifade eden Bulut, yanan alanların mutlaka ağaçlandırılması ya da zamanla yetişen bitkiler olduğu için kendi haline bırakılması gerektiğini söyledi.