1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık ayı çerçevesinde beş yıldızlı bir otelin çalışanları ile bir araya gelen Medical Park Antalya Hastane Kompleksi'nde görevli Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gökhan Ateş, meme kanseri hakkında bilgi verdi. Kadın çalışanlara "pembe kurdele" takarak farkındalık oluşturulan seminere ilgi, yoğun oldu.
"Her 8 kadından birinde meme kanseri görülür"
Yaşamı boyunca her 8 kadından birinde meme kanseri görüldüğünü söyleyen Ateş, "Kanser, tüm dünyada giderek artan önemli bir sağlık sorunudur. Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Yaşamı boyunca her 8 kadından birinde meme kanseri görülür. Beyaz ırkta, sarı ırka ve siyah ırka göre daha fazla görülür. Siyah ırkta daha agresif meme kanseri tipleri görülür ve seyri daha kötüdür. Sarı ırk ve Kızılderililerde meme kanseri riski ve meme kanserinden ölüm beyazlardan daha düşüktür" diye konuştu.
"Alkol meme kanseri riskini artırıyor"
Alkolün meme kanseri üzerine etkisine değinen Op. Dr. Ateş, "Günde 2-5 ölçü alkol kullanılması meme kanseri riskini 1,5 kat artırmaktadır. Tüketilen miktar arttıkça risk artmaktadır. Annenin gebelikte alkol kullanması bebekte meme kanseri riskini artırabilmektedir. Postmenopozal obezite meme kanseri riskini yaklaşık yüzde 30 oranında artırmaktadır. Premenopozal obezitede meme kanseri riski yaklaşık 15 azalmaktadır. 18 yaşından sonra 25 kilo alınması postmenopozal meme kanseri riskini artırmaktadır. Bel bölgesindeki yağlanma, kalça-uyluk bölgesindeki yağlanmaya göre riski daha fazla artırmaktadır" şeklinde konuştu.
"Düzenli fiziksel aktivite riski yüzde 18 azaltıyor"
Meme kanseri risk faktörlerinden bahseden Op. Dr. Ateş, "Fiziksel aktivite meme kanseri riskini azaltmaktadır. Haftada 1,25-2,5 saat tempolu yürümek meme kanseri riskini yüzde 18 oranında azaltmaktadır. Meme kanseri için risk faktörlerinden en belirgin olanları kadın cinsiyeti ve yaştır. Risk faktörlerinden bazılarında değişiklik olması mümkünken bazıları ise değiştirilemeyen faktörleridir. Meme kanserlerinin yüzde 50'sinden fazlasında bu risk faktörlerine rastlanmamaktadır. En yüksek risk grubuna giren kadınlar; kuvvetli aile öyküsü olan, tanımlanmış genetik mutasyonu olan veya Lobüler karsinomain situ (LKIS) tanısı olan olgulardır" ifadelerini kullandı.