Aksaray'da mimar olmayı hayal ederken puanı tutturamayınca elektrik mühendisliği bölümünde okuyan Yılmaz Öngün, şimdi hayallerini dağlama sanatı ile ahşaba resmediyor.
Aksaray'da ilkokul, ortaokul ve lise eğitimini tamamladıktan sonra çocukluk hayali olan mimarlık için üniversite sınavına giren ve puanı tutmayarak elektrik mühendisi olan 65 yaşındaki Yılmaz Öngün, 30 yıl önce mimarlığa benzettiği ahşap dağlama sanatı ile tanıştı. Kendi kendine öğrendiği ve ilk başlarda mimari çizimler yaptığı ahşap dağlama sanatını zamanla hobi haline getiren Öngün, el becerisinin olduğunu fark ederek tarihi mekanların resimlerini havya ile ahşabın üzerine işlemeye başladı. Kapadokya'nın giriş kapısı diye tanımladığı memleketi Aksaray'ın da tarihi Güzelyurt evlerini resmeden Öngün, çalıştığı kurumdan emekli olunca kurduğu atölyesinde hayali olan mesleği hobi olarak sürdürüyor. Kapadokya'nın güzelliklerini resmeden Yılmaz Öngün, Kapadokya'yı hazinesi olarak tanımlıyor.
"Kendi kendime öğrendim, ustam yoktu"
Ahşap dağlama sanatını hata yapa yapa kendi uğraşlarıyla öğrendiğini anlatan Öngün, "Resmi dairede çalışıyorken bu sanata, daha doğrusu mimarlık, hedefim mimarlıktı, ama olmadı. Mimarlık olmayınca da kendimi mimariye uygun meslek seçtim. Daha doğrusu meslek demeyeyim de biraz hobi olsun diye dağlama sanatına başladım. Aşağı yukarı 30 yıldır bu işi yapıyorum. Gittikçe de kendimi geliştiriyorum. Dağlama sanatı Aksaray'da yok, Nevşehir'de de yoktu. Kendi kendime öğrendim. Her hangi bir ustam yoktu. Bazen hata yaptık, bazen düzgün yaptık. Nihayetinde 30 yıldır yaptığım bu işi halen devam ettiriyorum. Bu hobi olarak devam ediyor" dedi.
"Kapadokya benim hazinem"
"Kapadokya ve peri bacaları benim için bir hazine" diyerek Kapadokya'dan aldığı ilhamla yaptığı resimleri Anadolu'nun tanıtılmasında kendine bir borç bildiğini belirten Öngün, "Kapadokya özellikle Ihlara Vadisi ve peri bacaları benim için bir hazine. Neden bir hazine? Kapadokya özellikle turizm bölgelerini memleketim adına tanıtmayı kendime bir borç biliyorum. Özellikle hazine dememdeki sebep şu, benim resimlerime konu olan genellikle Ihlara Vadisi'dir, peri bacalarıdır, Selime'dir, Katedral'dir, Güzelyurt evleridir. Neden bunları yapıyorum? Biliyorsunuz turizm hareketleri çok önemli, memleketimiz çok önemli Kapadokya'nın da kapısı Aksaray, Aksaray'ın da tarihi ve turistik değerleri çok yüksek ve dediğimiz gibi bir hazine. Bu hazineyi ileriki nesillere tabloyla resimle aktarabilmek hobi olarak görevim olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.