Mersin'de iki kız kardeş, annesi ölen yavru keçiyi evlatları gibi sahiplendi. Evlerinin önündeki bahçede biberonla süt vererek keçiyi besleyen, yıkayan ve bakan kız kardeşler, görenlerin büyük takdirini topluyor. Adını "Garip" koydukları keçiye 3 haftadır baktıklarını söyleyen Hülya Dikli, "Kendi bebeğimiz gibi bakıyoruz" dedi.
Mersin'de yaşayan Hülya Dikili ve Kader Mansuroğlu kardeşler, herkesin takdirini toplayan örnek bir davranışa imza attı. Kader Mansuroğlu'nun eşinin annesi ölünce kasaptan 20 günlükken aldığı keçiye birlikte bakmaya başlayan iki kız kardeş, bir an olsun keçiyi yalnız bırakmıyor. Günde en az üç kere ısıttıkları sütü içine mama koyarak biberonla keçiye içiren kız kardeşler, keçinin her gün temizliğini yapıyorlar. Keçiyi gece evin içine alıp, soğuktan da etkilenmemesini sağlayan kardeşler, herkesi hayvanlara karşı duyarlı olmaya çağırdı.
"Nereye gitsem peşimden geliyor"
Hülya Dikli, yavru keçiyi eniştesinin annesi ölünce kasaptan alıp getirdiğini söyledi. O günden beri keçiye baktıklarını anlatan Dikli, "Temizliyorum, yıkıyorum, mamasını veriyorum, yeni yeni ot yemeye başladı.
Biraz saman vermeye başladık. Bize geldiğinde 20 günlüktü. 1 aydır bakıyoruz. Sütle besliyoruz, bazen içerisine mama atıyoruz. Mamayı çok seviyor. Zararlıymış aslında, fazla vermeyin, hatta hiç vermeyin dediler ama süt sade olunca da içmiyor. Sert otlardan hoşlanıyor, koparıp getiriyorum. Çok az ekmek alıyor, fazla vermiyoruz karnı şişer diye. Biraz tuz yalatıyorum bağırsakları için. Devamlı yanımda etrafımda, nereye gitsem peşimden geliyor. Beni kaybetse bağırıyor. Ben olmadığım zamanlarda ablam ilgileniyor. Sabah 7'den akşam 7'ye kadar ben bakıyorum. Sabah sabunlu bezle her tarafını sildim iki defa. Tekrar duruladım bitlenmesin diye. Her gün yattığı yere özellikle dikkat ediyoruz. Her gün altı değiştiriliyor" şeklinde konuştu.
"Kendi bebeğimiz gibi bakıyoruz"
Keçinin evde ablasıyla birlikte yaşadığını kaydeden Dikli, "Ablamla beraber aynı odada yatıyor. Kendi bebeğimiz gibi bakıyoruz. Genelde çocuklar okşayacağım derken hırpalıyorlar, biz de izin vermiyoruz. Çünkü o da bir can. Uzaktan sevin diyoruz ya da başını okşayın diyoruz. Günde belki de 20 kişi resim çektiriyor. Herkesin hoşuna gidiyor, seviyorlar, çok tatlı diyorlar. Hususi onu görmeye gelenler var. Yetim olduğu için kimisi satın almak istiyor, kimi süt getiriyor, kimi cici bebe getiriyor. 1-2 gün içerisinde aşıları varmış, aşılarını yaptıracağız. İnsanlar hayvanlara işkence etmesinler, onlar da sonuçta bir can taşıyor. Onlar da sevgiye, ilgiye muhtaç. Yaz mevsimi geliyor, herkes düşünceli olmalı, sokakta kalan hayvanların önüne bir mama, yem veya bir su koymalılar" diye konuştu.
Abla Kader Mahsuroğlu ise böyle bir keçiye bakmanın çok güzel bir duygu olduğunu belirterek, "İnsanlar köpek ya da kedi besliyor ama biz bunu tercih ettik. Bu daha iyi. Millet de bizden örnek alıyor, hep satın almak istiyor. Akşam kardeşim 19.00 gibi yemek yediriyor, ben 22.00 gibi yediriyorum. Sabah 6'da bizi uyandırıyor yemek istediği için. Kartonda besliyoruz, kartona vuruyor. Çok güzel tepkiler alıyoruz. Herkes örnek alıyor. Keçi almak istiyorlar" ifadelerini kullandı.