Konya'da faaliyet gösteren bir anaokulunun öğrencileri at, ceylan, kuş, kuzu, buzağı ve köpeklerle aynı ortamda eğitim alıyor.
Alışılmışın dışında bir konsept belirleyen anaokulunda öğrenciler, okula her gün bir hayvanat bahçesini ya da çiftliği gezmeye gider gibi hareket ediyor.
Tamamen ahşaptan yapılmış dersliklerde çocuklar, oyuncak bebeklerini de bezden kendileri dikiyor.
Okul müdürü Melek Bozkurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okuldaki eğitim modeline ilişkin bilgi verdi.
Amaçlarının, çocukları doğayla iç içe yaşatarak, beton yığınları arasından çıkarıp tabiatla barıştırmak olduğunu belirten Bozkurt, "Yapılan bütün araştırmalar doğal yaşamda, akademik boyutta da çocukların daha başarılı olduklarını gösteriyor. Bu nedenle ekolojiyi onların hayatına dahil etmeyi, böylece ekosistem ve yaşam döngüsünü çocukların da görmesini istedik." dedi.
Bozkurt, plastik ürünlere yer verilmeyen sınıflarda öğrencilerin bir yandan el becerilerini geliştirirken bir yandan da organik tarımla uğraştığını anlattı.
Bu yolla çocuklara küçük yaşta çevre bilinci kazandırmayı hedeflediklerini belirten Bozkurt, şunları kaydetti:
"Bir kere doğal ahşap oyuncuklar, doğal malzemelerden yapılıyor. Sağlık açısından zararsızlar, burada amaç onları hem plastik ürünlerden uzaklaştırmak hem de küçük yaşta çocuklarımıza çevre bilinci kazandırmak. Bu nedenle daha doğal oyuncaklarla büyümeleri için bunları tercih ettik. Çocukların doğaya karşı çok daha şefkatli ve özlem içinde olduklarını gözledik. Daha önceleri hep plastik oyuncaklarla tanışmışlar, oynamışlar ama burada bir şeyleri keşfetme derdindeler. Doğal bir ortamda canlılarla iç içe oldukları için çocukların vizyonları gelişiyor."
Bozkurt, öğrencilerin çeşitli bitkiler yetiştirerek organik tarımla ilk kez tanıştıkları okul bahçesinde ise çocukların bir yandan toprakla uğraştığını, bir yandan da kaplumbağaları, ceylanları, midillileri, kuzuları ve buzağıları sevdiğini ifade etti.
Melek Bozkurt, eğitim biçiminin çocuklara katkısını şu sözlerle anlattı:
"Burada tarım eğitimi alan çocuklar neyin nerede yetiştiğini, yedikleri sebzelerin nasıl yetiştiğini, sofralarınıza bu sebzelerin nasıl geldiğini öğreniyorlar. Tohum kavramını, tohumdan fideye dönüşümü öğreniyorlar. Kendileri ekim yapıyorlar, onlara organik tarım yaptırıyoruz. Çocuklar tohumun çimlenmesini, fotosentezi öğreniyor. Bitkinin nasıl nefes aldığını keşfediyor. Bu şekilde öğrencilerin problem çözme yetenekleri daha çok gelişiyor. Çünkü oradaki döngüyü izlemek bir sabır gerektiriyor, bu da onlara karşılaştıkları problemleri nasıl çözecekleri noktasında yardımcı oluyor."
Okulda benimsenen eğitim modelinin yurt dışında kullanılan alternatif okul sistemleri arasında yer aldığını vurgulayan Bozkurt, "Çocuk özünü öğrenmeden hazır aldığı bilgiyi götüremiyor. Ezberden uzaklaşmaları gerekiyor. Ezber yerine neden sonuç ilişkisini kurarak götürmesi amaçlanıyor." diye konuştu.