İç Anadolu havzasında yer altı sularının aşırı kullanımı ve toprağın çökmesi sonucu oluşan obruklar, bölge halkını tedirgin ediyor. Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, obrukların oluşumundan önce meydana gelen fiziki belirtilere dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu.
Türkiye genelinde etkili olan kuraklık, Konya Ovası’nda da ciddi etkiler yaratıyor. Tarımın merkezi olarak bilinen bu bölgede, yer altı su seviyeleri hızla düşerken, obruk oluşumları da artıyor. Son araştırmalara göre, bölgede yaklaşık 3 bin obruk kaydedildi. Prof. Dr. Arık, Konya çevresindeki obrukların uzun süredir bilindiğini belirterek, Kızılcakuyu bölgesinde yeni oluşan obruğun, yer altı sularının çekilmesi sonucu çökellerin sıkışmasıyla meydana geldiğini ifade etti. Bu obruk, 15-20 metre uzunluğunda bir yarığın ucunda oluştu ve yola isabet etti.
Hotamış formasyonunda sıkça görülen obrukların yanı sıra, Divanlar formasyonunda da yeni obruklar oluştuğunu belirten Arık, bu durumun dinamik bir süreç olduğunu ve alttaki boşlukların üstteki malzemenin hareketiyle ortaya çıktığını söyledi. Kent merkezine yakın obrukların panik yarattığını, ancak daha yakın bölgelerde de küçük ölçekli çökme yapılarının bulunduğunu vurguladı. Kuraklığın etkilerinin ciddi şekilde hissedildiği bu dönemde, yer altı suyu kullanımında tasarruflu ve verimli yöntemlerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti.
"Kapanmayan çekmeceler ve kapılar, sıkışan pencereler belirtiler olarak söylenebilir"
Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, "Afet ve acil durumlarda müdahale edecek kurumumuz belli. AFAD İl Müdürlüğü ya da ilgili telefonları arayarak bunlara müracaat edebilirler. Obruklarla ilgili birçok belirti var normal çökme yapılarıyla da ilgili. Aslında bunları tekrar etmek gerekirse geçmişte su birikmeyen yerlerde suyun birikmeye başlaması, yerde kırıkların, çatlakların da oluşması, bina temellerinde oturmaların oluşması, yine bina içlerinde duvarlarda kırıkların, çatlakların oluşması, bazı kapanmayan çekmeceler, kapanmayan kapılar, sıkışan pencereler bütün bunlar belirtiler olarak söylenebilir. Tabii yer altı suyu kullanılan bölgelerde ise özellikle vatandaşların kuyularından çamurlu su akmaya başlaması ya da yerden gürültülerin duyulması obruk belirtisi olabilir. Bu durumda vatandaşlarımızın obruk oluşabilecek alandan uzak durmaları ve en yakın bilgiyi AFAD ve merkezine bildirmeleri uygun olacaktır. Eğer önlem alınması gerekiyorsa da yetkililer önlemlerini alacaklardır" şeklinde konuştu.
"Bazı gözlem kuyularında 15-20 metreye ulaşan yeraltı seviyesi düşümleri de söz konusu"
Yer altı su seviyesinin giderek düşmeye devam ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Fetullah Arık, "Şu anda havza içerisinden bazı gözlem kuyularından alınan vatandaşlardan aldığımız bilgilere göre, yer altı seviyesinin giderek düşmeye devam ettiğini görüyoruz. Bu havza içerisinde özellikle Konya, Karaman, Aksaray'da farklı noktalarda, farklı seviyelerde olsa da düşüş ortalama 5-6 metre seviyesinde görüyoruz. Bazı gözlem kuyularında ve vatandaş kuyularında 15-20 metreye ulaşan yer altı seviyesi düşümleri de söz konusu. Dolayısıyla süreç sürekli olarak yer altı su kaynaklarının aleyhine ilerliyor. Bu havza içerisinde yer altı suyu kullanımı kaçınılmaz gibi görünüyor. Çünkü tarımsal üretimin devam etmesi için yer altı su kaynakları kullanılacaktır. Ancak havza içerisinde çok su ihtiyacı olan bitkilerin üretiminin bir planlamaya giderek biraz daha azaltılması gerekiyor. Bunu da yasaklamayla ya da cezayla değil, belki de daha az tüketen bitkilerin teşvik edilmesiyle mümkün olabilecektir. O da vatandaşlarımızın doğrudan yapacağı bir şey değil, devletimizin bununla ilgili bir planlama yapmasını gerektiriyor" diye konuştu.