Koltuğuna Güç Veren İdarecilere İhtiyacımız Var

Osman Burçak

Devlet ve onu temsil eden idareciler üzerine düşen görevi yapmadıkları zaman, birileri onların yapması gerekeni yapar. İşte o zaman toplum nazarında devletin gücü ve itibarı zayıflar.

İnsan devlet için değil, devlet insan için vardır. İnsanların başı sıkıştığı zaman yardımına koşan, darda kaldı mı, sıkıntısını giderecek olan devlet ve devleti temsilen idarecilerdir. Öyle idareciler vardır adeta koltuğuna yapışıktır. Toplumun içine girmez, insanların sıkıntıları ile ilgilenmez. Çünkü onlar güçlerini oturduğu koltuklarından alırlar.

Yakın zamana kadar gerek devlet yetkilileri tarafından gerekse toplum nezdinde itibarlı bir cemaat görüntüsü veren bu günün İhanet şebekesi FETO terör örgütü operasyonlarında toplumun her kesiminden insanların bulunması hem devletin hem de, 50 yıldır ki siyasilerin ve idarecilerin suçudur. İnsan kalbi boşluk kabul etmez. Sen o kalbi İyi, güzel ve rahmani şeylerle doldurursan iyiye, güzele rahmana hizmet eder. Yok, eğer şeytani şeyler ile doldurursan şeytana hizmet eder.  

Yıllardır devletin idarecileri öğrencilerin barınmaları için yurtlar yapmamış. Okullarında dini eğitim vermemiş. Bundan istifade bir takım cemaatler öğrenci evleri açmış, yurtlar açmış buralarda öğrencilerin hem barınma hem de dini eğitim almalarına yardımcı olmuşlar aklın sıra.  Anadolu’nun ücra köşesinden Ahmet amcanın, Mehmet dayının, Ayşe teyzenin ya da Fatma ablanın çocuğu büyük şehirlerde okullar kazanmış. Yol bilmezler, iz bilmezler. Çocuğun kalacak yeri yok. Kime emanet edecek, kime güvenecek bilmiyor. Birileri demiş ki; bizim öğrenci evlerimiz var, yurtlarımız var. Gözünüz arkada kalmasın biz çocuğunuza bakarız demiş ve amcam, teyzem, ablam her kimse,  Allah razı olsun sizden demiş sevinerek köyüne dönmüş. O günlerde oralarda kalmak isteyen çocuğunda, çocuğunu oralara vereninde niyeti halis. Bazı veliler severek ve isteyerek verseler de çoğunluğu çaresizlikten. Ama netice malum. Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşelidir.

Sen devlet olarak insanların dünyevi ve uhrevi ihtiyaçlarını gidermezsen, insanlar bu ihtiyaçlarını gidermek için çeşitli arayışlara girer. Hani derler ya “denize düşen yılana sarılır”. Kanuni Sultan Süleyman derki; “ Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır, sen sahip çıkmazsan bu vatanın batması haktır”. İşte öyle. Devletin acizliğinden doğan boşluğu birileri doldurmuş. Ve bu işi yaparken şeytanın sağdan yaklaşma tekniğini kullanmış. İnsanları en zayıf yerlerinden “dini duygularından” vurmuşlar.

Geçtiğimiz günlerde Keleşoğlu Kültür Merkezinde Ermenek İlçe Müftülüğünün 4-6 yaş öğrencilerinin yılsonu etkinliği programına katıldık. Salon hınca hınç doluydu. Öğrendim ki kursa katılan 100 civarında öğrenci varmış. Bir baba olarak, anne olarak ya da dede - ebe olarak çocuklarımızla övünmek isteriz. Muradımız onların vatanına, milletine, dinine hizmet eden hayırlı bir evlat olmalarıdır. Çocuklara çok güzel şeyler öğretilmiş. Programa katılan herkes çok memnun ayrıldı. Müftü bey ailelere girmenin yolunun çocuklardan geçtiğini iyi keşfetmiş. 100 öğrenci sayesinde en az 300 ailenin hanesine ve gönlüne girmiş oldu.

Bu güne kadar bu tür eğitim-öğretim faaliyetlerini sadece bir takım cemaatler veriyordu.  İnsanlarımızda cemaatlerimizin verdiği bu eğitim karşısında onlara sevgi, sempati besliyor bazen de gebe kalıyordu. Cemaatlerin bir kısmını tenzih ederim ama kötü emellere hizmet edenleri görünce insanlarımız herhangi bir cemaate çocuğunu vermekten korkar oldu.

İşte tam böyle bir zamanda halkımızın imdadına Ermenek ilçe Müftümüz Sayın Mehmet SEVEN hocamız yetişti. Kendilerinden Allah razı olsun. Ermenek’e son 25-30 yılda gelen müftüler içerisinde çalışkanlığı ve üretkenliği ile halkımızın gönlümde taht kurmuştur. İlçe merkezinde ve köylerimizde açtığı Kur’an Kursları ile ve öğrenci yurtları ile yüzlerce öğrencimize kucak açmış, sıcak aş vermiş, aynı zamanda birçok işsize iş kapısı açarak büyük bir eksikliği gidermiştir. Koltuğuna oturduğu zaman koltuğunun ısındığına şahit olmadım. Köy köy geziyor, yurtları, camileri ve çalışanları yerinde görüyor, onları motive ediyor. Müftü bey özverili çalışmalarıyla bir başarı öyküsüne imza atıyor.

Rahmetli Erbakan hocam derdi ki; “At binicisine göre kişner.” Müftü beyle buna şahit olduk. Müftülük makamının neler yapabileceğini gördük. Allah kendilerinden ve ekibinden razı olsun.

Cemaatlerimiz Müftülüğün bu çalışmalarından dolayı rahatsız olmamaları lazım. Çünkü müftülük bu çalışmaları sayesinde cemaatlerimizin üzerlerindeki yükü almış oluyor ki, bundan dolayı teşekkür etmeliler. Çünkü bizim için önemli olan kimin yaptığı değil, ne yaptığıdır.

Allah koltuğundan güç alan değil, koltuğuna güç veren idarecilerimizden razı olsun, sayılarını artırsın.

Selam ve Dua ile…..