Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından KMÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü son sınıf öğrencisi Zehra Biçer organ nakli ile ilgili açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
“Cana can katmak için buradayız”
Biçer, “Bugün organ bağışı konusunda farkındalık yaratmak ve cana can katmak için buradayız. Avrupa ülkelerinde beyin ölümü gerçekleşmiş veya kadavradan alınan organ bağışı oranı ülkemize nazaran çok yüksek. Ülkemizde ise genellikle akrabalar arasından donör bulunabiliyor. Türkiye’de organ bağışının az olmasının bilgi eksikliği, organ naklinin ne olduğunun bilinmemesi, korku gibi pek çok sebebi var. Biz de bugün burada bunları anlatmak için toplandık. Emeği geçen ve katılan herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi.
“Verebileceğiniz son hediye bir hayat olabilir”
Açılış konuşmasının ardından Karaman Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Aslan, ‘Organ Nakli ve Bağışı’ konulu sunumunu yapmak için sahneye geldi. Doç. Dr. Aslan, “Organ nakli görev yapamayacak kadar hasta bir organın bir yenisi ve sağlamı ile değiştirilmesidir. Dünyada ilk defa 1902 yılında, Türkiye’de ise 1975 yılında ilk organ nakilleri gerçekleştirildi. Organ nakli canlı veya kadavradan yapılır. Böbrek, karaciğer ve akciğer canlı donörden nakil yapılabilen organlardır. Canlıdan organ nakli en son başvurulabilecek çaredir fakat ülkemizde en çok yapılan nakil şeklidir. Kadavra donörde ise en önemli kavram beyin ölümüdür. Beyin ölümü, fonksiyonların tam ve geri dönüşümsüz kaybıdır. Kadavradan organ çıkarma işlemi bir canlı ameliyatı gibi özenle yapılır. Organ bağışında kişi sağ iken bağış yapmış olsa da ailesinden tekrar izin alınır. Organ bağışı din, dil, cinsiyet ve ırk ayrımı gözetmez. Verebileceğiniz son hediye bir hayat olabilir. Organlarınızı toprağa gömmeyin. Onlara cennette değil burada ihtiyaç vardır.” diyerek sözlerini noktaladı.
“Organ bağışı da şehitliktir”
KMÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Şahin ise organ bağışının İslami yönü hakkında açıklamalarda bulunarak şunları söyledi: “Organ bağışında beyin ölümünü tam kavramak gerekiyor. İslam âlimleri ölüm tam gerçekleştiyse organ bağışı caizdir diyor. İslamiyet’te şehitlik hemcinsine canını feda etmektir. Organ bağışında da bedeninizden bir
parça veriyorsunuz. Bu da bir şehitliktir. Organ bağışı ile cana can katıyor, çok kıymetli olan karşılıksız büyük bir iyilik yapmış oluyorsunuz.”
Program, Karaman Devlet Hastanesinde yatan diyaliz hastaları ve doktorlarla, nakil olmuş ya da nakil bekleyen çocuklarla yapılan röportajlar ve organ bağışının önemine vurgu yapan video gösterimi ile devam etti.
Video gösterimlerinin ardından, kalp nakli olan Karaman Organ Nakli Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KAR-ON-DER) Başkanı Ercan Çalışkan, karaciğer nakli olan Hüseyin Özcanoğlu ve yapay kalp takılan Kemal Çelebi sahneye gelerek duygularını paylaştı.
İlk olarak söz alan Ercan Çalışkan, “Dokuz yıl önce 22 yaşında bir kızdan alınan kalp ile naklim gerçekleşti. 18 ay organ bağışı için bekledim. Sağlığın çok kıymetli olduğunu bilen birisiyim. Bu yüzden aynı zamanda dernek başkanı olarak kendimi bu işe adadım ve ömrümün sonuna kadar çalışmaya devam edeceğim. Buradan desteklerini ve sevgilerini esirgemeyen tüm hemşirelere ve doktorlara teşekkür ediyorum.” dedi.
Kemal Çelebi “Herkese teşekkür ediyorum ve bizlere umut olmanızı diliyorum.” şeklinde konuşurken Hüseyin Özcanoğlu da “Dört yıl önce eşimin vermiş olduğu karaciğer ile naklim gerçekleşti. Büyük bir sorun yaşamadım. İlaçlarımı sürekli ve düzenli kullanıyorum. Herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Konferans, plaket ve teşekkür belgelerinin takdimiyle sona erdi.