Gençlik Nereye Gidiyor

Halis KARADUMAN

Bir milletin en büyük sermayesi gençliğidir. Devlet yetişen bu gençliği milletinin asil ruhu ve cevheri ile en iyi şekilde donatmalıdır. Özellikle öz kültürü ile bağdaşmayan bütün cereyanlardan korumalıdır. Başta, basın yayın ve sosyal medya yoluyla yozlaştırılmasına engel olmalıdır. Özellikle okumayan toplumların en büyük belalısı televizyondur. Çocuklar ve gençler buralarda yayınlanan Türk ve İslam ahlâkına uymayan dizilerle yavruların yozlaşmasına fırsat vermemelidir.

Gençlerini ihmal eden toplumlar, geleceğe güvenle yürüyemezler.

Öyle bir gençlik yetiştirilmeli ki, Allah’tan başkasına boyun eğmeyecek, O’nun Resulünün yolunu rehber edinecek, her türlü haksızlığa dur diyebilecek, ilmi kendisine rehber edinip bataklığa, boşluğa yuvarlanan insanlık âlemine kol kanat olacak bir gençlik olmalıdır.

Ülkemizin iki yakası neden bir araya gelmiyor. Cumhuriyetle birlikte sağlam bir temel atılamadı. Yazı inkılabı ile bin yıllık tarihinden koparıldı. Hâlbuki yazıları daha karmaşık olan Çinliler ve Japonlar ülkemizden fersah fersah ilerideler. Millet kendisine dayatılan devrimlere uyum sağlamakta zorlandı. Din-i kültür ve geleneklerinden koparıldı. Millet, İslami yaşantıya getirilen engeller yüzünden devletiyle arasına engeller konduğunu düşündü. 

1980 yılına gelene kadar birçok badireler yaşandı. Bu yıllarda yüzlerce vatansever yetişmiş, ülkeye yön verecek gençlik şu ya da bu sebeplerle katledilmesine göz yumuldu. 

Maalesef bir karanlık el bu milletin ensesinde hiç eksik olmadı. Büyümesini aslına dönmesini hiç istemediler. İstatistikler ve necip milletin kaybolan değerleri doğru tespit edilip, ihtiyaç duyulan elamanlar yetiştirilemedi, ortaya binlerce diplomalı boşta gezen işsiz nesil çıkarıldı.

Sonunda bu ülkeye çiftçi, köylü, okumamış kesim değil, yıllarca bu devletin okullarında okuyan, tedrisatından geçmiş diplomalı okumuşlar daha çok zarar verdiler. Lakin, entel kesimin horladığı, bu cahil sanılan ferasetli vatansever kesim, kurtuluş savaşında olduğu gibi, devletin bekâya ihtiyaç duyduğu her zaman canını vatan düşmanlarına siper etti. Batının toz bulutlarını bu milletin üzerine serpmelerine rağmen, her sıkıntılı dönemlerde bu millet yeni bir ruhla ayağa kalktı. 

İşte bu durumu gören çirkin batı bütün gücüyle bu necip milletin kabaran asil karakterini, yetişen körpe beyinleri yok etmeye odaklandı. 

Bunların sonucunda;

Maalesef saygısız, bir gencik yetiştirdik. Öğretmeni bir yana, ana babasına dahi eyvallahı olmayan bir güruh. Anlamsız konuşmalar, diyalogdan uzak, hippi giyimi maharet sayıyor. Aile bütünlüğünden uzaklaşmış, küfür ve harcama çılgınlığına dalmış, haline şükürsüz bir gençlik. Helal haram bilmeyen, büyük küçük gözetmeyen, aile bağlarından bihaber, her çirkinliğe özenen, millî bilinç ve İslâm ahlakından yoksun bir gençlik ortada geziyor.  
Başta masum gençlerimiz olmak üzere, bütün bir milletin manevi şahsiyetini bozmak için gizli mahfillerde hain planlar hazırladılar. Bu aziz millet yılmadı, her kirli planı elinin tersiyle yerle bir etti. Hâlen, hem maddi ve hem de manevi sahada bu mücadeleyi vermeye devam ediyor.

Yavrularımız bizim geleceğimizdir. Asla ihmal edilmemelidir. Onlar sevgi ve şefkatle kucaklanmalıdır. Geleceğimizin teminatı olan bu gençlerimizin üzerlerine her şeyden çok önem verilmelidir. Onları İslâm ahlâkı üzerine, kişilikli, milli, manevi kimliklerine bağlı ve ideal sahibi şahsiyetler olarak yetişmeleri için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmamalıdır. Yoksa sokağın, internetin, gizli mahfillerin mankurtu olurlar da onları tanıyamayız.

Sağlıklı bir gençlik yetiştiremezsek, kalıcı bir gelecek tesis edemeyiz.

Rabbim, milletimizin yar ve yardımcısı olsun.