Eskişehir'in İnönü ilçesinde Sarısu olarak bilinen akarsuda 5 yıl önce tespit edilen istilacı iki balık türünün yayılmasına ilişkin araştırma yapıldı.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Emiroğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, akarsuda tespit ettikleri türlerden birinin, Clarias batrachus (yürüyen kedi balığı) olduğunu bildirdi.
Emiroğlu, dünyada en tehlikeli 100 ekolojik canlıdan biri kabul edilen bu türün, suyun sıcak olması nedeniyle kısa sürede uyum sağlayarak çoğalmaya başladığını belirtti.
Yürüyen kedi balığının Güney Asya kökenli olduğuna değinen Prof. Dr. Emiroğlu, şöyle devam etti:
"Hazırladığımız makalede, Endonezya'dan Türkiye'ye getirildiğini tespit ettik. Türkiye'ye akvaryum ticareti ile getirilmiş ve daha sonra da buradaki sularımıza bırakılmıştır. Bu bölgedeki su kaynağı ılıman olduğu için balıklar buraya adapte olmuşlar. Doğal popülasyona ciddi zarar veriyorlar. Bu balıkların en önemli özelliklerinden biri, karada yürüyebilmeleridir. Karada uzun süre kalabiliyorlar çünkü bunların beşinci solungaç filamentleri dallanmıştır. Akciğer gibi görev alır ve böylelikle de karada uzun süre kalabilirler. Sularımızı yok eden canlılardan biri olarak tanımlayabiliriz."
Emiroğlu, bu balığın, su kenarlarına yuva yaptığını aktardı.
Yavrular çıktıktan sonra yuvaların oyuk halinde kalıp bir süre sonra kenarlardan suyun içine göçmeye başladığı bilgisini paylaşan Emiroğlu, "Böylelikle derelerimizin karasallaşma hızı artıyor. Buradaki balıklarla beslenmelerinin yanında organik maddelerin tümünü tüketiyorlar. Çok fazla organik atık bırakıyorlar. Ortamda bulunan yerel balıklar yaşarken suya zarar vermeden ve kirletmeden hayatlarına devam ederler fakat bu balıklar dengeyi bozduğu için sularımız ciddi miktarda kirleniyor ve organik madde yüküne maruz kalıyor." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Emiroğlu, akarsudaki diğer istilacı balık türü hakkında da bilgi verdi.
Bunun, Amazon kaynaklı bir vatoz çeşidi olduğunu anlatan Emiroğlu, şunları kaydetti:
"Akvaryum için getirilen bu balık da sulara bırakılmış, burada ciddi bir popülasyon oluşturmuşlar. 2015 yılından beri bu iki türün de burada yaşadığını biliyoruz. Çok ciddi miktarda çoğaldıklarını görüyoruz. Bu balıklar çok üzün süre hareketsiz suyun dışında kalabiliyorlar. Ciddi miktarda organik madde tüketip daha sonra da üretiyorlar. Suların kalitesini ve kullanılabilirliğini etkiliyorlar. Biyoçeşitlilik üzerinde olumsuz etki gösteriyorlar."