Dünya’nın koronavirüs (covid-19) ile imtihanı devam ediyor. Sıkıntılı geçen bu günlerimizde birçok şeyi düşünmemize de fırsat yaratılan bir ortam oluştu:
Zaman kavramı. Birçok şeyi yapmak için zaman bulamıyorduk. Örneğin okumak isteyip de zaman bulamadığımız kitapları, dergileri, makaleleri okumak vs. Bunun yanında yine ilgilenmek isteyip de ilgilenemediğimiz ailemiz ile birlikte, evde zaman geçirmek. İzlemek isteyip de zaman bulup izleyemediğimiz o belgeseli izlemek… Liste uzar gider.
Yapmak isteyip de yapamadığımız, zaman bulamadığımız şeyler için artık zaman var. Sürekli #Evdekal Türkiyem, diyoruz. Bu evde kalmak, hepimiz için yatıp uyumak, göbek büyütmek ya da saatlerce tv izlemek olmamalı bence. Şu an için kendimiz ve sevdiklerimiz için mecburen evde kalıyoruz.
O zaman haydi bu zamanı çok iyi değerlendirelim. Önce ebeveynler olarak bizler, ailemize örnek olalım. Sabahları erken kalkalım. Sağlığımız için evimizde egzersizler yapalım. Zamanımızı daha verimli nasıl geçireceğimizle ilgili plan yapalım.
Bolca kitap okuyalım. Okuduğumuz kitapları ailemizle paylaşalım. Hatta okuduğumuz kitaplardan özet çıkaralım ve ‘’Virüs Günleri Hatırası’’ diye saklayalım. Dua etmek, ibadet etmek için vakit bulamıyoruz demiştik, gün içinde ailemizle birlikte kılacağımız namazlardan sonra dua edelim. Ezberlemek isteyip de zaman bulamadığımız için ezberleyemediğimiz o güzel duaları ve sureleri ezberleyelim. Hep bir dil daha öğrenmek istemiştik, bir dil öğrenmeye çalışalım. ‘’Nereden geldik, nereye gidiyoruz?’’ Sorusunu yoğunluğumuzdan dolayı soramıyorduk.
Dünyaya geliş amacımızı sorgulayalım. Birçok insani değerimizi, çalışma ve para kazanma hırsımızdan dolayı unutmuştuk. İnsani değerlerimizin neler olduğunu hatırlayalım. Kendimizi dinlemeye ve düşünmeye fırsat bulduğumuz bu zamanlarda geleceğe dair planlar yapalım. Mesela, önümüzde yaklaşan bir bayram var. Bu bayram diğer bayramlardan farklı olsun.
Yaşanabilir bir dünya ve yaşanabilir bir çevre için planımıza, önümüzdeki ‘’İnşallah’’ kutlayacağımız bayram ile başlayalım. Gitmediğimiz akrabalarımıza da gidelim. Sevindirmekten uzak olduğumuz çocukları ve yaşlıları sevindirelim. Aile büyüklerimizi ziyaret edelim. Bu yaşanılan durum artık bir dönüm noktası olsun, bizim için ve çevremiz için.
Her Ramazan-ı Şerif ayından sonra, bayram namazlarında hutbede: ‘’Kazandığımız güzel huyları lütfen devam ettirelim, terk ettiğimiz kötü huylarımıza lütfen geri dönmeyelim.’’ diye hutbelerde duyuyoruz. O zaman şu malum, sıkıntılı geçen günlerimizden sonra her şey normalleşince dünyayı daha yaşanabilir kılalım.
İnsani değerlerimize daha da önem verelim. İnsan olduğumuzu hatırlamak için hep başımıza bir musibetin gelmesini beklemeyelim. Dünyada bizden başka yaşayan canlılarında var olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Hırslarımız uğruna dünyayı tekrar yaşanmaz hale getirmeyelim. Evet, bir farklılık olsun. Virüsten önce ve virüsten sonra. Daha yaşanır, daha insani, daha temiz, daha adaletli, daha cömert, daha maneviyatlı, daha dürüst…
Sağlıcakla kalın. Allah’ a emanet olun.