16 Nisan halk oylamasında yüzde 64 ile Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine verdikleri destekten ötürü Karamanlılara şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin hayırlı olmasını diledi ve parti il teşkilatında hizmeti olanlara teşekkür etti.
“SON FETÖ’CÜ DE HUKUK ÖNÜNDE HESAP VERENE KADAR BU KATİL SÜRÜSÜNÜN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ”
15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde darbeci hainler tarafından şehit edilen Muhammed Yalçın’a da Allah’tan rahmet temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, onun da diğer 250 şehit gibi kalleşçe, alçakça tam da FETÖ’cü müptezellerin karakterine yaraşır bir şekilde şehit edildiğini söyledi. Muhammed Yalçın’ın kanını döken insan müsveddelerinin, mahkemelerde işledikleri cinayetlerin hesabını tek tek verdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Namuslarına emanet edilen silahlarla bu millete kurşun sıkmanın ne demek olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyorlar, anlayacaklar. Ve acımak yok, acırsak acınacak hâle geliriz. Son FETÖ’cü de hukuk önünde hesap verene kadar bu katil sürüsünün peşini bırakmayacağız” diye konuştu.
Tıpkı Çanakkale, Kudüs, Yemen, Medine, terörle mücadele şehitleri gibi 15 Temmuz şehitlerinin de milletin derin hafızasına kazınıp kaydedildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gece insanların şehadete ve Allah’a yürüdüklerinin bilinciyle binler, on binler hâlinde meydanlara yürüdüğünü kaydetti.
Ancak ana muhalefet liderinin, daha önce ‘Darbe olsa tankların önüne önce ben çıkarım’ dediği hâlde, darbe girişimi esnasında İstanbul Havalimanındaki darbecilerle anlaştıktan sonra Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gidip çay kahve eşliğinde gelişmeleri izlediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili siyasi parti liderinin ‘Haber verselerdi gelirdim’ sözünü hatırlattı ve “Biz milletimize çağrıyı yaptık, milletimiz oraya geldi, demek ki sen milletin olduğu yerde yoksun, sen milletin olmadığı yerde varsın” ifadelerini kullandı.
“HER İMTİHANIN BİR İMKÂN OLDUĞUNUN FARKINDAYIZ”
Konuşmasında Şeb-i Arus’un 744. seneyi devriyesinin idrak edildiğine işaret ederek, 744. vefat yıl dönümünde mütefekkir ve büyük mutasavvıf Mevlana Celaleddin Rumi Hazretlerini rahmetle yâd ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzyıllardır Anadolu topraklarını ilmi, idraki, irfanı, hikmetiyle nakış nakış dokuyan ariflerimizi, alimlerimizi, manevi rehberlerimizi de tazimle anıyor, Allah hepsinden razı olsun diyorum” diye ekledi.
‘Allah’a ulaşacak birçok yol var, ben aşkı seçtim’ diyen Hazreti Mevlana’nın yaktığı aşk ateşinin 7,5 asır geçmesine rağmen bu topraklarda ve yüreklerde hâlâ yanmaya devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her düğün gününde Hazreti Mevlana’yı yâd ederken, aynı zamanda bu ülkeyi bize vatan kılan, bizi biz yapan değerleri, hasletleri de hatırlıyoruz. Her Şeb-i Arus’ta Hazreti Mevlana’nın geride bıraktığı o engin hazinenin yeniden idrakine varıyoruz” sözlerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millet olarak içinden geçilen bu imtihan günlerinde Hazreti Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli, Karamanlı Alaeddin Halveti, Molla Fenari, Şeyh Edebali gibi manevi kandillerin tavsiyelerine daha sıkı sarılmak gerektiğini vurgulayarak, Hazreti Mevlana’nın, âdeta bugünlere ayna tutarcasına, ‘Sabır, sıkıntıların anahtarıdır’ dediğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Hayatın inişli çıkışlı serencamında zorluklar karşısında pes etmemeyi, umudu daima diri tutmayı tavsiye ediyor Hazreti Mevlana. Hepimiz karanlığın en koyu anının, şafak sökmeden önce olduğunu biliyoruz. Bizler her imtihanın, her sınamanın, aynı zamanda bir imkân olduğunun farkındayız. Allah’ın izniyle iman oldukça, sabır, azim, mücadele oldukça üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir engel yoktur. Bu millet birbirine kenetlendikçe, önüne set kurabilecek tek bir güç dahi yoktur. İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif’in ifadesiyle, ‘Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez; / Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.’ Mesele, her gün aynı kıbleye giren, aynı mukaddes kitaba, aynı peygambere inanan insanların yüreklerinin de topluca vurmasıdır.”
“SURİYE HALKINI KATLEDEN SİLAHLARIN MENŞEİ DEĞİŞMİYOR”
İslam dünyasını içeriden çökertme operasyonunun, bir asır önce olduğu gibi etnik ve mezhebi farklılıkların körüklenmesiyle yürütüldüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzyıllardır aynı şehirde, hatta aynı mahallede barış içinde yaşamış insanlar birbirlerine düşmanlaştırılmak isteniyor. Komşunun komşuyu boğazladığı bir atmosfer oluşturulmaya çalışılıyor. Bunun için de DEAŞ, PKK gibi, YPG, PYD gibi proje terör örgütleri silah ve mühimmata boğularak âdeta palazlandırılıyor” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’nin PYD ve YPG terör örgütlerine 4 bin tırı aşkın silah, zırhlı taşıyıcı, tank, top ve mühimmat verdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröristleri silaha boğmanın kimi zaman aleni sevkiyatlarla kimi zaman da kazaen olduğunu kaydetti ve “Ancak her iki durumda da Suriye halkını katleden, ülkeyi büyük bir enkaz yığınına çeviren silahların menşei hiç değişmiyor” diye ekledi.
“DEAŞ’IN BAŞKA BÖLGELERDE DEVREYE ALINMASI BİZİM İÇİN ŞAŞIRTICI OLMAYACAK”
“Geçtiğimiz haftalarda Rakka şehrinde sahnelenen kepazelik, bu iş birliğinin ilk değil son örneğidir. DEAŞ’lı teröristler kimliği herkesçe malum bir elin devreye girmesiyle Rakka’dan ellerini kollarını sallayarak çıkmışlardır” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rakka tiyatrosunun, DEAŞ ile YPG’nin bir madalyonun iki yüzü olduğunu artık inkârı mümkün olmayacak şekilde ortaya koyduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şöyle konuştu: “Suriye’de DEAŞ’a kaç, YPG’ye tut diyen aynı merkezdir. DEAŞ’ın, Suriye’nin PKK’ya altın tepside sunulmasının sadece bir aracı olduğunu artık hepimiz çok iyi biliyoruz. Suriye’nin parçalanması misyonunu yerine getiren DEAŞ’ın farklı isimler, farklı kılıflar altında başka bölgelerde de devreye alınması bizim için asla şaşırtıcı olmayacaktır. Çünkü terör birilerinin gözünde yok edilmesi gereken bir bela değil, çıkar hesaplarının vasatı durumundadır. Bunlar kendi çıkarları için kullanabildikleri sürece terör örgütlerini gerçek anlamda tehdit olarak görmezler.”
“KUDÜS’TE MÜSLÜMAN VE HRİSTİYANLARIN KADİM TARİHİ VAR”
Kudüs konusuna da değinerek, Evanjelist ve Siyonist bir anlayışın ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ettiğini ve ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararın; 1980 yılı 478 sayılı Birleşmiş Milletler kararına rağmen ‘biz sizi tanımıyoruz, biz yaptık oldu’ mantığıyla alındığını söyledi.
Kudüs’le ilgili ABD kararının ardından İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Liderler Zirvesi’nin toplandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantı sonunda oy birliği ile dünyaya bir mesaj verildiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, verilen mesajı, “Müslümanların başkenti olan Kudüs’ü siz Musevilere veya Yahudilere mal edemezsiniz. Burada Müslüman ve Hristiyanların bir kadim tarihi vardır ama diğerlerinin yoktur. Siz de lütfen yerinizde durun ve Siyonist bir operasyon yapmaya kalkmayın. Kalkarsanız, bunun da bedeli ağır olur” sözleriyle yorumladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Çıkmış Kemal konuşuyor, ‘orası hemen Filistin’in başkenti olarak ilan edilmeli’ diyor. Zaten biz Filistin’in Başkenti olarak Kudüs’ü çoktan ilan ettik, fakat Kudüs şu anda işgal altında olduğu için büyükelçiliğimizi açamıyoruz. Ama bizim şu anda Başkonsolosluğumuz bile Büyükelçiyle temsil ediliyor, fiili olarak biz bu işi yapmışız. Ama inşallah o gün de yakın. Bizim bizzat resmî olarak da Allah’ın izniyle o günler yakın, büyükelçiliğimizi ayrıca da orada açacağız.”
“TERÖRÜN BU KADAR MEŞRULAŞTIRILDIĞI BAŞKA BİR DÖNEM YOK”
Batı medyasının, bölücü teröristlerin cinayetlerini gündeme dahi getirmediğine, bu teröristlerce göçe zorlanan Suriyelilerin dramlarına ilişkin tek bir satır bile ayırmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu yapmadıkları gibi, bir de bu katil sürülerini kendi ülkelerinde pazarlamaya çalışıyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Teröristleri parlatma kervanına son olarak Alman ordusuna ait bir derginin katıldığını gördük. Hatırlarsınız daha önce de başka dergiler bu teröristleri kendilerine kapak yapmıştı. Hatta bir tane televizyon kanalı Fransız sokaklarındaki reklam panolarını bunların resimleriyle donatmıştı. Batılı kurum ve kuruluşların teröristlere verdiği destek sadece medya boyutunda da kalmıyor. Hemen her gün terör örgütünün saflarında ölen Batılıların haberleriyle karşılaşıyoruz. Emin olun, terörün bu kadar meşrulaştırıldığı, hatta alenen desteklendiği bir başka dönem yoktur. Ne diyor atalarımız? ‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ bunlar da aynaya bakmadan bize çamur atmaya çalışıyorlar. Ama bu işi öyle beceriksizce, öyle pespaye bir şekilde yapıyorlar ki her seferinde ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Biz bunların şantajlarına elbette boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Biz bunların yalan ve iftiralarla köşeye sıkıştırma yöntemlerine de asla rıza göstermeyeceğiz.”
“Yalanın en güçlü panzehri hakikatlerdir” diyerek, konuşmasında, Filistin’in geçen 70 yıllık süreçte İsrail tarafından nasıl işgal edildiğini, ekranda yer alan harita üzerinden dönemler hâlinde gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurdun dahi kuzu karşısında böyle bir paylaşımda bulunamayacağını; Birleşmiş Milletlerin ise bu konuda hiçbir şey yapmadığını vurguladı.
Ekrandan, ABD’nin Kudüs kararından sonra Filistinlilerin kararla ilgili protesto gösterilerinde İsrail askerlerinin uyguladığı şiddet ve işkence görüntülerini de paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ey Amerika, ey Trump; sen bunları görmedin mi? Şu kafeslerin içindeki çocukları görmedin mi?” diye seslendi.
“TÜRKİYE YA PARYALIĞA RIZA GÖSTERECEK YA DA BAĞIMSIZLIĞINA SIKI SIKIYA SARILACAK”
Türkiye’nin kendi göbek bağını yine kendisinin kesmesinden başka çıkar yolunun olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin önünde iki yol var; ya boyun eğeceğiz ya mücadele edeceğiz. Türkiye ya paryalığa rıza gösterecek ya da bağımsızlığına sıkı sıkıya sarılacaktır” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Biz 40 yıllık siyasi hayatımızın her döneminde olduğu gibi bugün de mücadeleyi seçtik. Türkiye’de devlet yönetmenin dikensiz bir gül bahçesi olmadığını çok iyi biliyoruz. Zira bu ülkede millete hizmet etmek, yıllardır milletin kaynaklarıyla kendilerine saadet zinciri kuranlara dur demektir. Türkiye’yi büyütmek, iddia ve vizyon sahibi bir ülke yapmak, senelerdir bu ülkenin kaynaklarını sömürenlerin hortumlarını kesmek demektir. Bu hortumları kestiğiniz an, elbette birilerinin ayağına basıyorsunuz. Millî ve bağımsız politikalar izlediğiniz zaman, senelerdir size emir kipiyle ‘yat, kalk, otur’ diyenlere siz ne yapıyorsunuz ‘haddini bil’; ve bunu dediğiniz için rahatsız oluyorlar.”
2019 seçimlerini de yeni bir rekorla kazanarak Türkiye’yi büyütmeyi, kardeşliği güçlendirmeyi sürdüreceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrelerle şimdiden 2019’un hazırlıklarını yaparak kadrolarını güncellediklerini söyledi ve AK Parti Karaman İl Kongresi’nin bu açıdan yeni bir dirilişe, yeni bir şahlanışa vesile olmasını diledi.