Ankara'nın turşusuyla ünlü Çubuk ilçesinde yaşayan Üstün ailesi için turşuculuk kuşaktan kuşağa aktarılan bir meslek.
Türkiye'de marka haline gelen Çubuk turşusunun sırrı, bu işi yapan aileler tarafından nesilden nesile aktarılıyor.
Bu ailelerden biri de Çubuk'un Aşağı Çavundur Mahallesi'nde yaşayan Üstün ailesi.
Anne ve babalarından gördüğü turşu yapımını yarım asırdır sürdüren Ekrem Üstün (72) ve eşi Hatice Üstün (66) işin püf noktalarını oğlu ve gelinine de öğretti.
Kendi yetiştirdikleri sebzelerle büyük emekle yıllardır turşu yaparak geçimini sağlayan Üstün çifti bu mesleği çocuklarının devam ettirecek olmasının huzurunu yaşıyor.
- "Dede olduk çocuklara geçti bu meslek"
Ekrem Üstün AA muhabirine anne ve babasından devraldığı turşuculuk mesleğini eşi, oğlu ve gelini ile sürdürmekten mutluluk duyduğunu belirtti.
Eşi ve kendisinden sonra bu mesleği çocuklarının sürdüreceğini belirten Üstün, yaşadıkları köyün geçimini turşuculuktan sağladığını aktardı.
Üstün, böyle olunca da mesleğin babadan oğula geçtiğine işaret ederek, "Dede olduk çocuklara geçti bu meslek, çocuklar yarın dede olacak onların da çocuklarına geçecek." dedi.
Turşunun lezzetli olmasının kullanılacak malzemelerin iyi olmasından geçtiğini ifade eden Üstün, akla gelebilecek her türlü sebze ve meyvenin turşusunun kurulabileceğini kaydetti.
Üstün, "Bana annemden babamdan bu meslek devroldu. Onlara da annesinden ve babasından kalmış. Ama onlardan daha önceleri de var. Bizim tarifimizde turşunun olmazsa olmazı sirke, sarımsak nohut, defne yaprağı, dereotu ve arpa." diye konuştu.
- "Turşucu ailenin çocuklarıydık"
Hatice Üstün de anne ve babasından öğrendiği turşu yapmayı evlendikten sonra da eşiyle sürdürdüğünü aktardı.
"Çocuklarımız da bizim gibi mesleği severek yürütüyor." diyen Üstün, mesleği gönül rahatlığıyla çocuklarına devretmenin huzurunu yaşadıklarını belirtti.
Üstün, anne ve babasının da hem sebze yetiştirdiğini hem de turşuculuk yaptığını anlatarak, "Eşim de ailesinden öğrenmiş. İkimiz de turşucu ailenin çocuklarıydık." ifadelerini kullandı.
leği bu yaşa kadar sürdürdüm. Babam da annem de hem sebze yetiştiriciliğinde hem de turşu kurulumunda çok marifetliydi. Ben babam ve annemden öğrendim eşim de kendi anne ve babasından öğrenmiş. İkimizde turşucu ailenin çocuklarıydık.’’ diye konuştu.
Çiftin oğlu Sadettin Üstün (33) ailesinden öğrendiği mesleği geliştirerek devam ettirdiğini söyledi.
Hem sebze ürettiklerini hem turşu yaptıklarını hem de ürettikleri turşuyu pazarladıklarını dile getiren Üstün, gece gündüz çalıştıklarını aktardı.
Her yıl mayıs ayından başlayarak kasım ayına kadar yoğun mesai yaptıklarını bildiren Üstün "Ama Allah'a şükür, işimizden çok memnunuz. Müşterilerin memnuniyeti, güzel geri dönüşlerin olması bizi çok mutlu ediyor." şeklinde konuştu.
Üstün, yaklaşık 50 turşu çeşidine ulaştıklarını anlatarak, bunlar arasında ananas, yumurta, muz, şeftali, kaya koruğu veaci biber çeşitlerinin de bulunduğunu ifade etti.
- "6 aylık emek sonunda sofrada yerini alıyor"
Sadettin Üstün'ün eşi Sevgi Üstün (30) evlendikten sonra turşu yapmaya başladığını tüm zorluklara rağmen severek ve isteyerek gece gündüz çalıştığını belirtti.
"Yaklaşık 6 aylık bir emek sonunda sofrada yerini alıyor. Yaz boyu tatilimiz, gecemiz, gündüzümüz olmaz. Sürekli tarlada sebzelerle uğraşmak zorundayız. Bir bebek gibi onlarla ilgileniyoruz. Kış ayında da yaptığımız turşuları ambalajlayıp, satışa hazırlıyoruz. Beni en çok mutlu eden kısım, tarlaya o tohumu attıktan sonra onun büyümesini beklemek, büyüdüğü zaman da toplayıp turşusunu kurmak ve turşu olgunlaştıktan sonra kavanozlara koyarak emeğinizi görmektir." ifadelerini kullanan Üstün, imece usulü yapılacak bir iş de olsa bu sürecin her aşamasının bizzat başında bulunduklarını dile getirdi.