İzmir'de 30 Ekim'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki deprem sonrasında arama kurtarma çalışmalarına katılmak için Konya'dan yola çıkan ekip, İzmir'de yaşananları anlattı.
Konya İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Arama Kurtarma Sorumlusu Bekir Erkoç, AA muhabirine, Konya İHH'de arama kurtarma timinde su altı, kentsel ve doğa arama kurtarma birimleri olmak üzere 25 aktif gönüllü ile çalıştıklarını söyledi.
Erkoç, kentsel ve doğa arama kurtarma eğitimlerini, İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonundaki kamplarda, su altı arama kurtarma eğitimlerini de kendi bünyelerinde ve Antalya'daki bir uzmandan aldıklarını ifade etti.
Konya İHH Arama Kurtarma ekibinin 4 yıldır aktif olarak görev aldığını anımsatan Erkoç, "Deprem sonrası İzmir'e ilk giden ekiplerden biri biziz. Depremi haber alır almaz hazırlıklarımızı yaptık, 7 kişi, yola çıktık. Küçük de olsa bir tsunami yaşandığı için su altı arama kurtarma ekibimiz de geldi. Gece yarısı yaklaşık saat 01.00'de AFAD Koordinasyon Merkezi'ne gittik. Bizi Doğanlar Apartmanı'na yönlendirdiler. Saat 02.00'de enkazda çalışmalara başladık." dedi.
Bekir Erkoç, 7 kişilik ekibiyle Doğanlar Apartmanı'nda 5 gün boyunca çalıştıklarını dile getirdi.
Doğal afetler sonrası çalışmanın çeşitli zorluklarının bulunduğunu ifade eden Erkoç, şunları kaydetti:
"Allah böyle bir acıyı kimseye yaşatmasın. Psikolojik olarak hazırlıklı olmak gerekiyor. Orada canlı ya da cansız bedenlerle karşılaşıldığı zaman insan duygusal olarak çöküyor. Hazırlıklıyız, bunun eğitimini de alıyoruz. Bazı şeylerin yaşanması gerekiyor. Anlatılmıyor. Arama kurtarmada çalışmak zor. En acılarını biz yaşıyoruz çünkü. Enkazda yakınları olan insanlar bizden beklenti halinde."
"İzmirliler bize çok iyi davrandı"
Enkaz altında kalan insanın vücudunun hayatta kalmak için adrenalin salgıladığını anlatan Erkoç, arama kurtarma ekibi kendisine ulaştığı zaman vücudun kendisini bırakabildiğini, bu nedenle yaralının bilincini açık tutmak için afetzede ile konuştuklarını söyledi.
Erkoç, İzmirlilerin kendilerine çok iyi davrandığını vurgulayarak, gönüllülerin ve İzmirlilerin dinlenme ve gıda ihtiyaçlarıyla sürekli ilgilendiklerini anlattı.
Sahayı terk etmediklerini ve molaları araçta geçirdiklerini dile getiren Erkoç, "Duygusal bir durum. İnsanların orada evleri, eşyaları, anıları var. Evliyim, 1 kızım, 3 oğlum var. Bizi en çok oyuncaklar ve okul eşyaları etkiliyor. Bir AFAD personeli çocuğu öptü ya gerçekten kendi evladı gibidir orada. Oradaki herkes bizim bir kardeşimiz, evladımızdır." diye konuştu.
Ilgın İHH Arama Kurtarma Koordinatörü Zübeyir Bütün ise afette çalıştıkları süre boyuncu afetzedeleri enkazdan canlı çıkardıkları zaman çok büyük sevinç yaşadıklarını anlattı.
Cenaze çıkarttıkları zaman aileleriyle birlikte üzüldüklerine değinen Bütün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Afetle bir savaşa giriyorsunuz. Çok güçlü olmanız gerekiyor. Enkazın üzerine çıktığınız zaman yorgun olmamanız gerekiyor. Afette zarar görmüş insanları yakınları enkazda olduğu için onların bakışları bize her türlü gücü veriyor. Bu nedenle kesinti vermeden çalıştık. Çocukların eşyaları beni çok etkiledi. Bir ev düzeni yapmışlar, o dağılmış. Enkazın etrafında aileler bize bakıyor. Güçlü çıkmamız lazım. İnsanların yardım bekleyen bakışları bize güç veriyor. 'Ayrılabilirsiniz' denilene kadar yorgunluk, uykusuzluk hissetmedim."
İzmir depreminin genç kahramanları
İtfaiye öğrencisi arama kurtarma gönüllüsü 17 yaşındaki Mevlüt Cansız da 3 yıldır arama kurtarma gönüllüsü olarak çalıştığını belirtti.
İnsanlara yardım etmek için arama kurtarma faaliyetlerine katılmak istediğini vurgulayan Cansız, "Önce yaştan dolayı sıkıntı oldu ama sonra eğitimleri tamamladım. İzmir depremi görev aldığım 3. afet. Elazığ depremi, Giresun sel felaketinde de çalıştım. Afetzede çocukların durumunu çok iyi anlıyorum. Oyuncakları, insanların feryadını gördükçe kendimizi toparlayamıyoruz. Afetzedeleri kendi ailemiz yerine koyuyoruz." ifadesini kullandı.
İzmir'de enkaz kaldırma çalışmalarının son gününde elinden yaralandığını aktaran Cansız, şöyle devam etti:
"Elden ele kovalarla enkaz kaldırıyoruz. Kovadan taş düştü. Doku zedelenmesi var. Enkaz bitmek üzereydi. Ben önce fark etmedim. Oradaki çalışanlar elimin kanadığını söyledi. Sonra enkaza giremedim. İzmir'den geldiğimden beri fotoğraflara bakıyorum. Hala etkisindeyim."
Ekibin lojistik sorumlusu 18 yaşındaki Salim Akbaş ise 2 yıldır Konya İHH arama kurtarma ekibinde çalıştığını, Düzce'deki sel ve Elazığ depreminde görev aldığını söyleyerek, arama kurtarma çalışmalarına katılmak için araçtan indiği ilk andan itibaren heyecanlandığını anlattı.