Mersin'de ilk kez gösterimi gerçekleştirilen 27. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali'ne vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Festival kapsamında kadınların yaşamlarına ve mücadelelerine ışık tutan 20 film seyirci ile buluştu.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Sinema Ofisi, Uçan Süpürge Vakfı, Kadın Gazeteciler Derneği (KGD) ve Kadından Haber iş birliğinde düzenlenen 27'nci Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali, 2 gün süren gösterimlerle Kongre ve Sergi Sarayı'nda Mersinlilerle buluştu. Festivalde; Yolda, Kim Mihri, Maşallah, Onun Kalesinde, Zarafet ve Şiddet Arasında, Dargeçit, Eve Dönüş, Yaz Tatili, Yağmurlar Yağdığı Zaman, Kara Elmas, Kayıtsız, Obanın Kadınları, Yavru Karınca, Gecenin Ortasında Bir Taksi, Protokol, Anadolu'nun Vahşi Kadınları, Yanılsama, Temran ve Ekmek Teknesi filmleri gösterildi.
Festivalin ilk günü, Yapım Tasarımcısı Natali Yeres'in sunduğu "Sinema Sektöründe Kadın İş Gücü" söyleşisi ile başlarken, yönetmenliğini Berna Gençalp ve oyunculuğunu Feride Çetin'in yaptığı Kim Mihri filminin söyleşisi ile devam etti. Maşallah, Onun Kalesinde, Zarafet ve Şiddet Arasında filmlerinin izlenmesinin ardından, Maşallah filminin yönetmeni Ezgi Ay ile Zarafet ve Şiddet Arasında filminin yönetmeni Şirin Bahar Demirel ile söyleşi gerçekleştirildi.
Festivalin ikinci günü, Yapımcı Nefes Polat'ın sunduğu "Yapımcılık Atölyesi" ile başladı. Atölyenin ardından Özlem Çıngırlar'ın yönetmeni olduğu Kayıtsız filminin söyleşisi yapıldı. Söyleşi, Özlem Çıngırlar, oyuncu Nastaran Mazal ve Yapımcı Cemal Çıngırlar'ın katılımıyla gerçekleşti. Daha sonrasında Obanın Kadınları filminin yönetmeni Kader Çetintaş ve Protokol filminin yönetmeni Berna Sitare Değirmen ile söyleşi yapıldı. Festivalin son seansında ise Temran filminin Yönetmeni Şenay Kızılateş ile söyleşi gerçekleştirildi.
"Mersin, sanatın beşiği"
Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü Bengi İspir Özdülger, "Bir kadın olarak, aynı zamanda Mersin Sinema Ofisi'nin bağlı bulunduğu Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığının bir çalışanı olarak, çok mutlu ve gururluyum. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali hepimizin bildiği, takip ettiği, izlemekten keyif aldığı bir festivaldi. Mersin ayağının oluşturulmuş olması, beni ayrıca gururlandırıyor. Belli bir amacı ifade eden, aynı zamanda bunu sanatla yapmak isteyen çok kıymetli bir çalışma" dedi. Mersin'in sanatın beşiği olduğunu ifade eden Özdülger, "Festivalin Mersin'de gerçekleştirilmesi, bu anlamda daha da önem kazanıyor. Mersinli vatandaşlarımızı, sanatseverleri sanatın her dalıyla buluşturmayı çok önemsiyorum" diye konuştu.
"İlginin bu kadar çok olacağını tahmin bile edemezdik"
Uçan Süpürge Vakfı kurucularından Halime Güner de Mersinli kadınların motivasyon ve isteklerine karşı vakfın el verdiğini söyledi. Güner, "Festival bizim için çok güzeldi. İlginin bu kadar çok olacağını tahmin bile edemezdik. Filmlerin seçkileri çok farklı ülkelerden farklı kadınlıkları, farklı tanıklıkları içermişti. Mesele filmlerden sonra "hadi bakalım konuşalım" diyebilecek ortam oluşturmaktı. Galiba en kalabalık da orasıydı" dedi. Gelecek yıl yapılacak festival için çalışmaların şimdiden başladığını kaydeden Güner, Büyükşehir Belediyesinin desteklerinin de önemine değindi.
"Amacım farkındalık oluşturmak"
Kadın mücadelesinin işlendiği Temran filmi ile Uçan Süpürge Festivali'nde yer alan Yönetmen Şenay Kızılateş ise "Temran'ın çok ayrı bir yeri var ve tam yerini bularak özellikle bu festivalde yer alması beni çok mutlu etti. Temran bu sene 14. Sinepark Kısa Film Festivali, Çarpışan Aramalar Dalı, En İyi Film Ödülü ve Jüri Özel Ödülü'nü de aldı. Amacım farkındalık oluşturmak. Eğer Temran filmiyle kadın sorununa bir katkım olursa, yaşarken işe yarar olacağım. Mutlu yaşayacağım ve öleceğim" diye konuştu. dedi. Emek verenlere de teşekkür eden Kızılateş, festivalin Mersin'de de uzun yıllar devam etmesini temenni etti.
"Filmi yapmak yetmiyor"
'Kim Mihri" belgeselini seyirciyle buluşturduğu mutlu olduğunu dile getiren yönetmen Berna Gençalp da "Filmi yapmak yetmiyor, filmi izleyiciyle buluşturmak gerekiyor. Festivaller, bizimki gibi bağımsız yapımlar için çok önemli bir dağıtım adımını oluşturuyor. Mersin'e hiç gelmemiştik, şimdi Uçan Süpürge ve diğer bütün destekçiler sayesinde burada olabildik. Mersinli seyircilere, özellikle kadınlara bu filmi ulaştırabildik. Ümit ediyorum ki onlarda da güzel bir tat, güzel bir iz bırakmıştır, güç ve umut vermiştir" dedi.
Türkiye'de festivallerin yapılıyor olmasının büyük bir lüks olduğunu belirten Kim Mihri'nin oyuncusu Feride Çetin, "Mersinli kadınlar bu festivali kucakladığı için çok mutluyum. 2 gündür çok güzel sohbetler etme fırsatımız oldu. Hem ülkeye hem de geleceğe dair umut kazandım, taze bir nefes oldu" diye konuştu.
Filmi ilk kez kendi memleketinde izletildi
'Maşallah" filminin yönetmeni, yapımcısı ve oyuncusu Mersinli Ezgi Ay da filminin ilk kez kendi memleketinde izletildiğine dikkat çekti. Çok heyecanlı olduğunu belirten Ay, "Aile, akraba bütün tanıdıklar geldi. Filmimi, büyüdüğüm şehirle paylaşmak benim için çok önemliydi. Bu yüzden hem Uçan Süpürge hem Kadın Gazeteciler Derneği'ne çok teşekkür ediyorum. Mersin'de çok büyük bir potansiyel var. Kadın sinemasına da büyük bir ilgi var" dedi.
"Bu defa farklı bir duyguyla geldim"
Filmini ilk kez çocukluğunun geçtiği Mersin'de seyirciyle buluşturma şansı yakalayan "Kayıtsız" filminin Yönetmeni ve Yapımcısı Özlem Çıngırlar, "Burası bildiğim bir yer ama bu defa farklı bir duyguyla geldim ve çok güzel ağırlandım. Bu kadar çok ilgi ve alaka olacağını da beklemiyordum" diyerek, emek veren herkese teşekkür etti.
Salonda yer kalmadığı için oyunculuğunu yaptığı filmi seyircisi ile izleyemeyen Kayıtsız filminin oyuncusu Nastaran Mazal da "İnsanların bu kadar heyecanlı bir şekilde buraya gelmeleri bizi de heyecanlandırdı. Çok mutlu oldum. Mersin gerçekten çok güzel bir deneyimdi" ifadelerini kullandı.
"Sokağa çıkamayan kadınların sesi olmaya çalışıyorum"
Festivali uzun zamandır takip ettiğini kaydeden "Obanın Kadınları" filminin yönetmeni Kader Çetintaş ise "Festivalin Mersin'de olmasına hem çok sevindim, hem çok şaşırdım. Uzun yıllar Mersin'de yaşadım, halen de kopamadım. Bu aracılıkla tekrar gelmiş olmak beni mutlu etti" dedi. Kadın dayanışmasını artırmak ve kırsaldaki kadınlar için de ses çıkarmak adına belgesel çektiğini vurgulayan Çetintaş, "Obanın Kadınları, kırsaldaki kadınların görünmeyen emeğinin sloganı gibi bir film. Sokağa çıkamayan kadınların sokaktaki sesi olmaya çalışıyorum. Belgesel benim için bir aktivizm aracı. Maddi zorluklara rağmen yapmaya devam edeceğim" diye konuştu.