KMÜ Öğrencilerinden Anlamlı Seminer
KMÜ'de Sağlık, Kültür ve Etik Öğrenci Topluluğu ile Yürüyüş Öğrenci Topluluğu tarafından Engelliler Haftası kapsamında ‘Bedenimdeki Değil, Yüreğimdeki Engel’ konulu eğitim semineri düzenlendi.
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Sağlık, Kültür ve Etik Öğrenci Topluluğu ile Yürüyüş Öğrenci Topluluğu tarafından Engelliler Haftası kapsamında ‘Bedenimdeki Değil, Yüreğimdeki Engel’ konulu eğitim semineri düzenlendi.
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu akademik personeli ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen seminer saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın işaret dili eşliğinde okunması ile başladı.
Daha sonra Yüksekokulun son sınıf öğrencilerinden Gamze Mutlu, seminerin açılış konuşmasını yaparak Engelliler Haftası ile ilgili bilgiler paylaştı. Mutlu’nun konuşmasının ardından görme engelli Filiz Aktaş’ın görme yetisini kaybetmesi sürecini anlatan ve kendisinin kaleme almış olduğu bir mektup seslendirildi.
"Türkiye'de Yaklaşık 9 Milyon Engelli Var"
Seminerin ilk konuşmacısı olan Öğr. Gör. Sefa Ataman, Türkiye nüfusunun yüzde 12’sinin engelli bireylerden oluştuğunu belirterek 9 milyon insanın engelli kapsamında değerlendirildiğini söyledi. Engellilik ve otizm hakkında bilgiler veren Öğr. Gör. Ataman konuşmasını şöyle sürdürdü: “Engelli bireyler toplumdaki tepkiler nedeniyle kendilerini toplumdan saklama gereği duymaktalar. Buradaki sorun bizlerden yani toplumdan kaynaklanmaktadır. Onlara karşı beklentilerimizi değiştirebilirsek onlarla aramızdaki engellerimizi kaldırabiliriz. Otizmle mücadele konusunda erken teşhis çok önemli bir etken. Otizm ne kadar erken fark edilirse önlem alınması da o kadar kolaylaşacaktır.”
"En çok karşılaşılan sorun engellilerin itibarsızlaştırılmasıdır"
Öğr. Gör. Bilal Bahçeci ise engelli bireylerin tanımlanmasında farklılık kavramının öne çıktığını vurgulayarak, “Engel, bireylerde fiziksel kapasitesinin sınırlanmasına ve bireyin ruhsal yapısının baskı altında olmasına sebebiyet veren bir kavramdır. Engelli bireylere sunulan ücretsiz geziler yerine onlara başarı sağlayabilecekleri sorumluluklar yüklemek daha güzel olur. Birkaç gün yapılan etkinliklerle onları hatırlıyoruz fakat sonrasında hiçbir şey yokmuş gibi hayatımıza devam ediyoruz. Hepimiz birer engelli adayıyız. Bu konuda farkındalığımızı geliştirmemiz gerekiyor. Günümüzde en çok karşılaştığımız sorun engellilerin itibarsızlaştırılmasıdır. Engelli bireylerimizle birlikte yaşayan ve birlikte çalışan insanlarımızın bu farkındalık içinde olmaları gerekiyor.” şeklinde konuştu.
"Özel gereksinimlerin engele dönüşmemesi için erken müdahale şarttır"
Seminerin son konuşmacısı olan Öğr. Gör. Alper Yusuf Köroğlu da bireylerin engelli olarak tanımlanabilmesi için çeşitli sınamaların yapılması gerektiğini hatırlatarak, “Bu sınamaların zamanında yapılması önemlidir. İnsanın ana rahmine düşmesinden yetişkinliğine kadar süren döneme gelişim denir. Gebelik, bebeklik, çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemleri gelişim
evresinin kritik dönemleri arasında yer alır. Bu dönemlerde erken tanımlama büyük bir önem taşıyor. Her birey aynı gelişim özelliklerini sergilemez. Bazı bireyler özel gereksinimlere sahip olabilir. Özel gereksinimlerin engele dönüşmemesi için erken müdahale şarttır.” dedi.
Seminer, plaket takdimleri ile sona erdi.
HABERE YORUM KAT