Kaya Açıklamasında ;”Eğitime ve eğitimciye saygıyı esas alan bir medeniyetin varisi olan ülkemizde geleceğimizi emanet ettiğimiz eğitimcilere yönelik saldırılar, caydırıcı tedbirler alınmadığı için artarak devam etmektedir. Eğitim ve şiddeti aynı cümle içerisinde kullanmak bile bizi derinden yaralamaktadır. 
Kocaeli Gebze’de, İstanbul’da, Batman’da, daha önce Karaman’ımızda ve birçok ilimizde; sağlıkta, eğitimde tüm kamuda yaşanan şiddet olayları bardağı taşırmış; son olarak da İbrahim Oktugan hocamız öğrencisinin silahlı saldırısı yüzünden hayatını kaybetmiştir. 
PKK terör örgütünün şehit ettiği öğretmenlerimiz, görevi başında şehit olan bütün eğitim neferlerimiz ve İbrahim Oktugan hocamız için Allahtan rahmet kalanlarına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. 
Eğitim çalışanlarına yapılan saldırıyı da kamu çalışanlarına yönelik bütün şiddet eylemlerini de ve her türlü şiddeti kınıyor ve lanetliyoruz.
Okullar yolgeçen hanı değildir. Eğitimciler şamar oğlanı hiç değildir.
Okullarımız kaba kuvvetle problem çözülecek yerler değildir 
Hukuk sistemimiz; eğitimcileri ve bütün kamu çalışanlarını güvenceye alacak caydırıcı tedbirleri almalı, haklının, mağdurun, saldırıya uğrayanın yanında olmalı, ''Yaparım, istediğimi söylerim, bana hiçbir şey olmaz, bir ifade veririm sonrasında elim cebimde paşa paşa gezerim anlayışı ve düşüncesini yıkmalı, saldırganlara gereken cezayı vermelidir. 
Okullarımızın güvenliği için de gereken tedbirler alınmalı, bir dönem bazı okullarımızda uygulanan güvenlikçi istihdamı da dahil daha ciddi tedbirler uygulamaya geçirilmelidir.
Öğretmenlerimizin maruz kaldığı şiddet olaylarında gözlenen artış eğitimin işleyişini ve okulların huzurunu ciddi manada tehdit eder boyuta ulaşmıştır. 
Okullardan şiddet haberleri almanın neredeyse günlük hayatın rutini haline gelmesi, sıradanlaşması her bakımdan üzücü olduğu kadar düşündürücüdür de. Başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere ilgili bütün kurumların katılımıyla acil çalışma yapılması, caydırıcı düzenlemelerin tedbirlerin hayata geçirilmesi, yapanın, yaptığının yanına kar kaldığı anlayışının yıkılması gerekmektedir. 
Öğretmenlerimiz kendilerine yönelen şiddete karşı yalnız, ilgisiz, desteksiz, çaresiz bırakılmamalıdır. 
Milli Eğitim Bakanlığı bu menfur hadiselerin karşısında sessiz kalmamalı, çalışanlarına sahip çıkmalı, idari ve hukuki her türlü desteği vermeli, zorbaların mahkemelerini takip ederek gerekli cezaları almalarını sağlayacak adımları atmalıdır. 
Eğitim-Bir-Sen olarak öğretmenlerimizi ve kamu çalışanlarını hedef alan bütün saldırılar sona erdirilinceye kadar herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz. 
Biz bilginin, erdemin, hoşgörünün gücünün cehaletin ve şiddetin cürmüyle sindirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Ruhumuzu besleyen, benliğimizi geliştiren, geleceğimizi aydınlatan eğitimin şiddetin esiri olmasına hep birlikte karşı duracağız.
Eğitimciler Birliği Sendikası olarak aldığımız eylem kararı gereği bugün basın açıklamamız, yarın iş bırakma eylemimiz ve bir hafta süresince imza kampanyamız olacaktır.
Bu mesele ülke gündeminden düşürülmeyecek, yakalarımızda kokartlarımızla, sosyal medya çalışmalarımızla, en kısa sürede şiddet yasasının çıkması için mücadelemiz sürecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” dedi