Çocuk Yaşta Mevlana'nın Yoluna Girip Sema Yapıyorlar
Konya'da sema meşk tahtasında aylar süren eğitimle yetişerek uluslararası törenlerde sema icra eden çocuk semazenler, Mevleviliğin temel öğretileri sevgi, saygı, hoşgörü gibi olumlu duygu ve davranışları da kazanarak hayatlarında tatbik ediyor
Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin izinden giden çocuk semazenler, sema meydanında günahsız kalpleri temsil ediyor.
Sema meşk tahtasında aylar süren eğitimle yetişen küçük semazenler, Mevleviliğin temel öğretileri sevgi, saygı, hoşgörü gibi olumlu duygu ve davranışları da kazanarak hayatlarına yansıtıyor.
11 ila 16 yaşlarındaki 6 çocuk semazen, Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu'yla Mevlana'nın 748. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenlerinde sema ediyor.
Mevlana'nın anıldığı uluslararası törenlerde binlerce kişi önünde sema icra eden semazen çocuklar, önemli bir sorumluluğu üstlenmenin de hazzını yaşıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü ve Postnişin Fahri Özçakıl, AA muhabirine, 13. yüzyıldan günümüze dini bir ritüel olarak yapılagelen Mevlevilerin sema zikrinin her dönem büyük ilgi gördüğünü söyledi.
Sema eğitimi almak isteyen çocukların gönüllü olarak geldiğini belirten Özçakıl, Hazreti Mevlana'nın öğretilerine, dini yaşantısına, edep ve ahlak anlayışına uygun yaşamak isteyenlerin elinden tuttuklarını dile getirdi.
- Eğitimleri 3 ay ile bir yıl arasında değişiyor
"Nevniyaz" denilen semazen adayı çocukların eğitimlerinin önce sema meşk tahtasında başladığını anlatan Özçakıl, "Bir metrekarelik, ortasında bombeli bir çivi olan kaygan ahşap zeminde, çıplak ayağın altına tuz serperek sol ayak başparmağıyla çark eğitimi başlıyor. Sonra kol açma, başın ve vücudun duruşu öğretilerek artık tennure giyme ve sikke tekbirleme töreni ile sema etmeye hak kazanıyorlar. Çocuklarımızın eğitimi kabiliyetine göre 3 aydan 1 yıla kadar sürebiliyor." diye konuştu.
Kendisinin de küçük yaşta sema icra etmeye başladığını hatırlatan Özçakıl, küçük semazenlerin semahanede kendileriyle olmasından büyük memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Özçakıl, Hazreti Mevlana'dan günümüze gelmiş Türk İslam Tasavvuf Kültürü'nün önemli ögesi Mevlevilik kültüründe yer alan bu ritüeli gelecek nesillere aktarmanın huzurunu ve mutluluğunu yaşadıklarını vurgulayarak, "Çünkü onlar bizim geleceğimiz. Küçük semazen kardeşlerimizin sema meydanında, o günahsız ağızla, halisane niyetle sema etmeleri hepimizi etkiliyor. Hepimiz duygulanıyoruz. O gönüllerindeki, küçük kalplerindeki duyguyu hissetmek gerçekten hepimize ayrı bir huzur bahşediyor." ifadelerini kullandı.
Mevlana öğretilerinin Konya'dan filizlenip tüm dünyaya yayıldığını vurgulayan Özçakıl, çocuk semazenlerin de bunun bilinciyle büyük bir sorumluluk içerisinde semayı kendilerine has güzellikte icra etmeye gayret ettiklerini söyledi.
- "İnsanlara daha iyi davranıyorum"
Çocuk semazenlerden 15 yaşındaki Umut İpek de 10 yaşındayken 6 ay eğitim alarak sema etmeye başladığını söyledi.
Sema ederken "manevi huzura çıkmış" gibi hissettiğini anlatan İpek, "Zaten abdestli olarak çıkıyoruz. İnsana büyük huzur veren bir şey. Sema meydanında hiçbir şey düşünmüyoruz. Allah'ı zikredip, O'nu düşünüyoruz. Kalbimiz arınıyor. Öte yandan Mevlana'nın hayatını okuyup öğrendikten sonra daha hoşgörülü olmaya başladım. İnsanlara yaklaşımım değişti. Dışarıdayken sema meydanına geleceğimi hatırlayıp daha sakin ve samimi oluyorum. İnsanlara daha iyi davranıyorum." diye konuştu.
Semazenleri çok sevdiği için ailesinin yönlendirmesiyle 3 yıldır sema etmeye çalıştığını aktaran 13 yaşındaki Emirkan Bektaş ise şunları kaydetti:
"İlk önce çeyrek çark, sonra yarım, sonra tam çark ve çivi tutarak sema etmeyi öğrendim. Sema meydanına çıktığımda Allah'ı zikrediyorum. Aklıma hiçbir şey gelmiyor. Dalıp gidiyorum. Allah'ı zikrederken kalbimde tarif edemediğim bir şeyler oluyor. İçim bir rahatlık ve huzura bürünüyor. Normal hayatımda da her zaman örnek biri olmaya çalışıyorum."
12 yaşındaki Kadir Fidan da "Sema ederken çok huzurlu ve mutlu oluyorum. Allah'ın huzuruna çıktığımı hissediyorum ve onu zikrediyordum. Elbiselerimizi giyip salona çıkarken çok heyecanlanıyorum. Fahri Dedemin önünde selam verip 'Allah' demeye başladıktan sonra heyecanım gidiyor. Her çarkta 'Allah' diyoruz ve bu bizi rahatlıyoruz. Semazen olduktan sonra kendime daha çok dikkat ediyorum. Çevreme ve aileme karşı daha ağırbaşlı, hoşgörülü saygılı davranıyorum. Örnek bir insan olmaya çalışıyorum." ifadelerini kullandı.
HABERE YORUM KAT