"Chp'nin Erken Seçim Talebi Yok"
Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak:- "Biz, baştan beri söylüyoruz, bizim bir erken seçim talebimiz yok ama iktidar 'ben bu işi götüremiyorum, ben bunu yapamıyorum, onun için artık aldığım yetkiyi sahibine iade edeceğim
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Biz, baştan beri söylüyoruz, bizim bir erken seçim talebimiz yok ama iktidar 'ben bu işi götüremiyorum, ben bunu yapamıyorum, onun için artık aldığım yetkiyi sahibine iade edeceğim' derse, bizim de buna söyleyecek bir lafımız olmaz, biz de erken seçime hazırız." dedi.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm gazilerin 19 Eylül Gaziler Günü'nü kutladı.
Bilecik'te iki makinistin hayatını kaybettiği kazayı anımsatan Öztrak, makinistlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi.
Öztrak, kötü yönetimin ekonomide yol açtığı tahribatın her geçen gün arttığını, milletin feryat ederken, iktidarın bunu duymadığını savundu.
"Yapılan tüm cambazlıklara, tüm makyaja rağmen artık mızrak çuvala sığmıyor." diyen Öztrak, şöyle devam etti:
"İki gün önce BDDK inşaat ve enerji sektörlerinde 46 milyar liralık kredinin battığını açıkladı. Bankalara bunun yıl sonuna kadar, bilançolarına zarar olarak yazılması talimatını da verdi. Ben 1999'da BDDK'nin, kurumunun kurucu başkan yardımcısıydım. Biz BDDK'yi 'bankacılık sisteminin günlük işleyişine siyaset müdahale etmesin, bankaları etkin şekilde gözetleyip denetlesin, sistem risklerini engellesin, mevduat sahiplerinin mevduatlarını korusun' diye kurmuştuk. BDDK kurulduğundan bugüne ilk defa böyle bir açıklama yapıyor. Mevzuat belli. Buna göre geri dönmeyen kredilerin tanımı da belli. Bankalar başka bir talimata gerek duymadan mevzuatı uygulamak zorunda. BDDK de bu uygulamaları denetleyecek, mevzuata uymayan bankalarla ilgili gerekli işlemleri yapacak."
BDDK'nin herhangi bir açıklama yapmasına gerek olmadığını anlatan Öztrak, "Ya bankalar inşaat ve enerji sektörlerine verdikleri geri dönmeyen kredilerle ilgili gereğini yapmamışlardır ya da BDDK bankalara 'aman seçimler öncesinde durun, batan kredileri batmamış gibi gösterin' demiştir." ifadesini kullandı.
- "Önemli olan 46 milyarın kimin cebinden çıkacağı"
BDDK'nin siyasi baskılara boyun eğerek bankaların tabi olduğu çerçeveyi eğip büktüğünü savunan Öztrak, bu yapılanın son derece tehlikeli bir iş olduğunu belirtti.
Öztrak, "Bu yapılan son bir yıldır BDDK'nin izniyle bankacılık sisteminin bilançolarının makyajlandığını göstermektedir. Bu mevcut iktidardan önce binbir emekle sağlanan bankacılık sistemine güveni işte bu yapılanlar bitirir, bunun maliyeti de ülkemize son derece ağır olur." değerlendirmesinde bulundu.
Artık kimsenin piyasada oluşan fiyatlara da TÜİK verilerine de güven duymadığını ileri süren Öztrak, 46 milyar liralık batık kredinin buz dağının sadece görünen kısmı olduğu, gerçek batığın ise çok daha yüksek olduğunun söylendiğini aktardı.
"Batan 46 milyar liranın hesabını kim verecek? Bu batan kredileri hangi bankalar kimlere verdi?" diye soran Öztrak, en önemli sorunun batan 46 milyar liranın kimin cebinden çıkacağı olduğunu belirtti.
Öztrak, "Son bir soru daha, yoksa bir uluslararası kuruluş bu rezaleti yakaladı da 'kamuoyuna açıklayıp gereğini yapın' diye BDDK'ye baskı mı yapmıştır? Bu soruların cevabını bekliyoruz." diye konuştu.
"İktidarı bugünlere gelinmesin" diye çok kez uyardıklarını anlatan Öztrak, iktidarın ülkenin geleceğine de ipotek koyduğunu belirtti.
- "Önümüzde kapı gibi Türk Telekom örneği var"
"Sonunda Borçlanma Genel Müdürlüğü kurdular, bu gidişle onu da alacaklılara devredip, Duyun-u Umumiye yaparlar." diyen Öztrak, Sakarya'daki Tank Palet Fabrikasının özelleştirmesine başından beri karşı çıktıklarını hatırlattı.
Bunu bir beka meselesi olarak gördüklerini vurgulayan Öztrak, şunları söyledi:
"İktidar ne yaptı? Eveledi geveledi, 'özelleştirmiyoruz, satmıyoruz, kiralıyoruz, 50 milyon dolar da yatırım yapacaklar' gibi bir sürü boş laflar söyledi. Biz o kiralamaların ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Önümüzde kapı gibi Türk Telekom örneği var. Karı elin oğluna verip zararı ise Türk bankalarının sırtına nasıl yıktığını aslında Telekom sürecinde gördük. Özelleştirme değil dediler, aldık kararı önlerine koyduk. '50 milyon dolar yatırım yapacak' dediler, Genel Başkanımız çıktı 'bir haftada bulurum yeter ki Katarlılara vermeyin' dedi. Dün iktidar partisinin sözcüsü çıkmış yine 50 milyon dolar yatırım yapılacak diye anlatıyor. Sayın Çelik'e küçük bir hatırlatma yapalım. Devri iktidarlarında bütçeden yapılan faiz ödemelerinin toplamı 467 milyar dolardır. Milyon demiyorum. Bu yıl her gün faize bütçeden 50 milyon dolar ödedik. Şimdi çıktılar 50 milyon dolar yatırım yapılacak diye tank palet fabrikasının peşkeşine kılıf hazırlıyorlar. Yetmiyor, karar mıydı, kararname miydi? Siz bu işleri bilmezsiniz gibi pek çok laf oyunu ile yaptıklarının üstünü örtmeye çalışıyorlar. Biz kararın da kararnamenin de ne olduğunu biliriz. Yine de AK Parti Sözcüsü'ne dolambaçlı yollardan yapılan bu özelleştirmenin ayrıntılarını dün kamuoyuna açıkladığı için teşekkür ediyoruz. Fabrika Katar ordusuna gitmiş. Teknoloji gelecekmiş. Bırakın bu mugalatayı. Bizim mühendislerimizin geliştirdiği teknolojiyi, prototipi Katar ordusuna peşkeş çektiniz."
- "Makyajlı rakamlar dahi saklayamıyor"
Türkiye'nin ekonomik olarak geldiği yeri TÜİK'in makyajlı rakamlarının dahi saklayamadığını kaydeden Öztrak, kurumun açıkladığı 2018 yılı "Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması"na göre, 53 milyon vatandaşın konut masraflarını, 48 milyon vatandaşın ise borcunu ödemekte zorlandığını, 46 milyon vatandaşın ise bir haftalık tatil masrafını karşılayamadığını aktardı.
Öztrak, 26 milyon vatandaşın düzenli et tüketemediğini, 24 milyonun ucu ucuna geçindiğini, 11 milyonun ise soğuk kış günlerinde evini ısıtmakta zorlandığını ifade ederek, "İşte AK Parti iktidarlarının 17 yılda milletimizi getirdiği yer bu. Bu kötü rakamlar dahi TÜİK tarafından makyajlanmış." diye konuştu.
Veriler ne kadar makyajlanırsa makyajlansın Türkiye'deki zengin ve fakir arasındaki makasın açıldığını gizlemeye yetmediğini kaydeden Öztrak, "Ucube tek adam rejimi projesinin uygulamaya konduğu 2014'ten bu yana toplumun en zengin yüzde 20'lik kesiminin toplam gelirden aldığı pay 1,7 puan artarken, en yoksul yüzde 20'lik kesimin payı 0,1 puan azalmış. Gelir dağılımı 2014'ten bu yana bozulmaya devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Ülke yönetilmiyor, savruluyor." diyen Öztrak, işsizliğin, anne babaların bin bir emekle okuttuğu gençleri ezip geçtiğini savundu.
- "Bu millete saygı gösterin"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok." dediğini aktaran Öztrak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Elimizi vicdanımıza koyalım, bunu duyan yeni mezun olmuş bir genç nasıl ileriye bakarken güven duyacak? Bunlar milleti unuttu, saray sosyetesinin ve havuz müteahhitlerinin aşını, işini büyütmeye daldı. Sarayda çifter çifter maaşlar, ballı yönetim kurulu üyelikleri, efuliler, ejder suları, 9 kat zırhlı milyonluk Mercedesler, diğer tarafta da sofrasına iki günde bir et yemeği koyamayan 26 milyon yurttaşımız. Üstatlarının dediği gibi 'Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa.' Hadi çıktınız kibir kulelerine, milleti, görevlerinizi, milletle duygudaşlık yapmayı unuttunuz, ne yaparsak, ne söylersek millet sineye çeker diye düşünmeyin. Bu millete saygı göstermeyi unutmayın."
Türkiye'de sayısı 1 milyonun üstünde üniversite mezunu işsizin, anasının, babasının eline bakan 5 milyon 200 bin gencin bulunduğuna işaret eden Öztrak, "Anlaşıldı, bunlara iş bulamayacaksınız, bari kalplerini kırmayın. Kibrinize yenilip onları suçlamayın. Her yere yüksek lise seviyesinde kasaba üniversitelerini siz açtınız. Şimdi eğitimde kaliteden şikayet etme hakkınız yok." dedi.
"Milletin yetkiyi verdiği siyasetçi, 'milletin çoluğuna, çocuğuna iş bulmak benim görevim değil' demeye başladıysa ona sorarlar, sen ne işe yararsın derler." eleştirisinde bulunan Öztrak, vatandaşa iş olanağı sağlama görevinin Anayasa'da da bulunduğunu hatırlattı.
Öztrak, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan 'Kimse bizi HDP ile anayasa hazırlamaya çalışan CHP ile yan yana koymasın. Kimse bizi CHP ile koalisyon yapan bir parti olarak göstermesin. Biz, CHP ile aynı görüşe sahip bir parti değiliz. Biz, CHP ile seçim ittifakı yaptık. Seçim bitti mi? Bitti.' ifadelerini kullandı. Millet İttifakı bitti mi?" sorusu üzerine Öztrak, son seçimlerde Millet İttifakı'nın son derece önemli bir işlev görerek, milletin makus talihini değiştirdiğini kaydetti.
- "İttifakı değersizleştirmeye kimsenin hakkı yok"
İttifakın son derece değerli olduğuna işaret eden Öztrak, "Bu tür değerlendirmelerle Millet İttifakı'nı değersizleştirmeye çalışmaya hiçbirimizin hakkı yoktur." diye konuştu.
"Adalet Bakanlığı, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca Fettah Tamince hakkında verilen 'takipsizlik' kararının kaldırılmasını istedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna karşılık Öztrak, çok uzun bir süredir Tamince'nin FETÖ konusunda istisnai muameleye tabi tutulduğunu söylediklerini hatırlatarak, sonuçları izlediklerini bildirdi.
"Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 'Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye kalkışmasın' dedi. Bakanın bu mesajı kimeydi?" sorusu üzerine Öztrak, "Bu mesajın kime olduğunu bilemem, kendi partileri içinde gelişen birtakım sorunlar. Çünkü hepsi, hep birlikte maklubeyi avuçladılar. Dolayısıyla bu FETÖ meselesinde FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıkmadıkça kamuoyu neyin ne olduğunu anlamakta her zaman zorlanacaktır. Bu nedenle de bizim talebimiz FETÖ'nün siyasi ayağının biran önce ortaya çıkmasıdır." yanıtını verdi.
- "Vatandaşın mı, yandaşın mı derdi çözülecek"
"Erken seçim" tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine de Faik Öztrak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Biz, baştan beri söylüyoruz, bizim bir erken seçim talebimiz yok ama iktidar 'ben bu işi götüremiyorum, ben bunu yapamıyorum, onun için artık aldığım yetkiyi sahibine iade edeceğim' derse, bizim de buna söyleyecek bir lafımız olmaz, biz de erken seçime hazırız. Hazır olmak da durumundayız zaten. Öyle anlaşılıyor ki yemeği yiyip, hesabı ödemeden masayı devirip sıvışmak isteme yaklaşımı hakim ki bu kadar büyük yaygara koparıyorlar. 'Vatandaşın reform, dertlerine çözüm talep ettiğini’ açıkça ifade ettiler. Bakalım göreceğiz vatandaşın mı, yandaşın mı dertlerine çözüm getirecekler."
HABERE YORUM KAT