Büyükşehir Belediye Başkanları Depreme Karşı Önlemleri Konuştu
Ankara Kent Konseyince düzenlenen "Deprem Farkındalığı ve Kriz Yönetimi" toplantısında, 8 büyükşehir belediye başkanı ile kent konseyi başkanları, "Depreme hazır mıyız?" sorusunu cevapladı
Büyükşehir belediye başkanları ve kent konseyi başkanları, depreme karşı alınması gereken tedbirleri ele aldı.
Ankara Kent Konseyince düzenlenen "Deprem Farkındalığı ve Kriz Yönetimi" video konferans toplantısında, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, "Depreme hazır mıyız?" sorusunu cevapladı.
TBB Başkanı Şahin, depremlerde en temel sorunun koruyucu ve önleyici tedbir almak olduğunu belirterek, "Kurumlar arası koordinasyonda sorunumuz var. İlgili bakanlıklarımız, çok yoğun bir şekilde çalışıyor. Biz yerelle geneli bütünleştirmezsek, bu koordinasyonu ve dayanışma ruhunu iyi oluşturamazsak zincirin en zayıf halkasından zinciri patlatırız." dedi.
Aile temelinde deprem sırasında nasıl davranılacağı yönünde bilgilendirme çalışmalarının daha fazla yapılması gerektiğine ifade eden Şahin, depremlerden sonra rehabilitasyon sürecinin önemli olduğunu vurguladı.
"Demokrasi ve kalkınma yerelde başlar"
Kent konseylerinin önemine değinen Şahin, ortak iş birliği çağrısında bulunarak şöyle devam etti:
"Demokrasi ve kalkınma yerelde başlar. O yüzden kent konseylerinin güçlendirilmesi gerekiyor. Her kesimden her fikrin masada konuşulup şehrin ortak sorunları üzerinden ortak çözümler üretip, oradan gelen talepleri de uygulamada kullanıp yol almamız gerekiyor. Biz kent konseyimizi yönetim olarak bu anlayışla oluşturduk. Şehre dair söyleyecek sözü olanlardan oluşturduk. En temel hak yaşam ve mülkiyet hakkıdır.
Yarın bebekler anne-babasız kalmasın diye yapmamız gerekenler var. Toplum bizden bunu bekliyor. Biz TBB olarak başkan olduğum andan itibaren memleketin sorunlarına yönelik çok yoğun çalıştık. Uygulama noktasında herkesin birbirine ihtiyacı var. Hepimiz aynı anda ortak eylem oluşturamazsak kazanamayız. Bir anne olarak bu alanda yapılması gereken ne var ise her türlü iş birliğine hazır olduğumuzu belirtiyorum."
"Bina kimlik kartı oluşturma çalışmalarımızı başlattık"
Başkan Yavaş da kent konseylerinin kriz yönetimi ve dayanışma için önemine değinerek Ankara Kent Konseyinin tavsiyesi doğrultusunda, belediye bünyesinde Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı kurduklarını söyledi.
Yavaş, kentteki deprem afet planları hakkında şöyle bilgi verdi:
"Kent içerisinde afete duyarlı alanların belirlenmesi, bu alanların gerekli şekilde planlanması ve bu planlama sonucunda gerekli kentsel dönüşüm çalışmalarının hızla tamamlanabilmesi için kentteki üniversitelerin, araştırma kuruluşlarının ve bilim insanlarının bir araya getirilmesi ve gerekli eylem planlarının yapılmasında kent konseylerinin önemli rolleri olabileceğini unutmamalıyız.
Ankara'daki yapıların güvenliği, insan yaşamının önemi ve kentimizin fiziksel, çevresel, sosyal ve ekonomik çerçevede karşılaşabileceği her türlü tehlike, tehdit ve doğal afet gibi olumsuz durumlarla mücadele edilmesinin sağlanması amacıyla her bina için 'bina kimlik kartı' oluşturma çalışmalarımızı başlattık. Mimari sözleşmesini imzaladığımız ve gelecek yıl temeli atılacak yeni Afet Koordinasyon Merkezi teknolojik altyapısı ile çok daha güçlü olacak."
"Anaokulundan itibaren deprem bilincini oluşturmalıyız"
Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ise katılımcılara "Depreme hazır mıyız?" sorusunu yönelterek Türkiye'nin radikal bir deprem politikasına ihtiyacı olduğunu söyledi.
Kapsamlı bir doğal afetten korunma sisteminin hayata geçirilmesi için herkesin sorumluluk alması gerektiğini dile getiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doğal afetten korunma farkındalığı yaratmamız, engelli vatandaşlarımız için ayrıca özel çalışmalar yapmamız, deprem hafızası oluşturmamız gerekiyor. Anaokulundan itibaren deprem bilincini oluşturmalıyız. Deneyimlerimizi birbirimizle ve kamu otoritesinin hafızasıyla paylaşmalıyız. Bu muazzam dayanışma kültürünü, bu topraklarda binlerce yıldır yaşattığımız adanmışlığı, kardeşliği, ülkenin bütün analarının bir anda Ayda bebeğin anası olma duygusunu depremden sonra yardıma değil, depremden önce önlem için hayata geçirmeliyiz."
HABERE YORUM KAT