Aşıya Değil Dayatmaya Karşıyız
Ülkemiz ve dünya iki yıla yakın bir süredir salgın hastalıkla mücadele etmekte ve bu salgınla mücadele süreci milletimizi maddi ve manevi açıdan büyük yaralar açmaktadır.
Bu salgın hastalığın ortaya çıkışı ile ilgili hala insanları tatmin edecek bir açıklama yapılmamıştır ve hatta yapılan her açıklama kafaları biraz daha karıştırmaktadır. Bu salgın hastalığın küresel güçler tarafından üretildiği ve arka planında Dünya nüfusunu kontrol altına almak ve insanlığı dijital yaşama zorlamak amaçlı olduğu sıkça dillendirilmektedir.
Bu süreçte hastalığın kendisi kadar tedavi yöntemleri ve salgının sona ermesi için en etkili silah olduğu öne sürülen aşılarda ülkemizde ve tüm dünyada tartışma konusu olmaya devam etmektedir.
Bilim adamlarının bir kısmı hızla mutasyon geçiren ve sürekli yeni varyantlar üreten bu tip bir virüs için aşı çalışmalarının etkili olmayacağı ifade edilirken aşının tek kurtuluş olduğu konusunda ısrar edilmektedir.
Daha önce yaşanan salgınlarda dünyaya aşı tedarikini sağlayan ülkemizin bu salgın sürecinde sicilleri son derece kötü emperyalizmin çizdiği hedefe doğru giden küresel ilaç firmalarının piyasaya sürdüğü ve üzerinde bitmeyen tartışmaların olduğu aşıları kullanmak zorunda kalması büyük bir hayal kırıklığına neden olmuştur. Yaşanan bu durum en çok da yöneticilerimize karşı daha büyük bir hayal kırıklığı yaşanmasına yol açmıştır.
Aşı ile ilgili yapan açıklamalarda ise aşı olanların da hastalığı yayamaya devam edeceği, kendilerinin de hastalanabileceği söylenmektedir. Aşının en büyük faydasının hastalığın hafif atlatılması olacağı söylenmektedir. Ancak yine de aşı olanların da hastalığı ağır geçirme ihtimalinin bulunduğu belirtilmektedir.
Bu noktada biz Saadet Partisi olarak bu süreci dikkatle izlemekteyiz. Bizler bu aşıların temin edilmesine ve uygulanmasına karşı değiliz. Popüler tabirle aşı karşıtı değiliz. Ancak bu aşı uygulamasının tamamen gönüllülük esasına göre olması gerektiğini savunuyoruz. Bu hususta doğrudan ya da dolaylı olarak yapılacak her türlü baskıya karşıyız. Bu zorlamaların Ana Yasa’ ya ve mevcut yasalarımıza aykırı olduğunu da tekrar hatırlatmak istiyoruz.
Öğrencilerimize, çalışanlarımıza ve toplumun kalan tüm kesimlerine böyle bir dayatmada bulunmak küresel emperyalizmin FAŞİZANLIĞINI yapmak olacaktır ve henüz tanısı ve tedavi süreci ile ilgili birçok soru işaretine sahip bu hastalık üzerinden hiç kimse FAŞİSTLİK yapmamalıdır.
Salgının en yoğun olduğu dönemlerde insan sınıfına koyulmayarak kesintisiz çalıştırılan fabrika işçilerine ve yaklaşık iki yıldır okullarından ayrı kalan ve adete hayattan kopan ve okulların yeniden açılması haberi ile uçarcasına okullarına koşan öğrencilerimize aşı ve PCR dayatması yapılmaktadır.
Bu dayatmalar sonucunda ileride ortaya çıkabilecek kötü durumlar için kimsenin “Pardon, yanlış yapmışız.” deme hakkı ve lüksü yoktur.
Tekrar söylüyoruz Saadet Partisi olarak ne bilime ne de aşıya karşı değiliz. Ancak insanların iyi niyetinden ve çaresizliğinden faydalanılarak Anayasal hakların çiğnenmesine karşıyız.
HABERE YORUM KAT