Arazi Toplulaştırması Çiftçileri Mağdur Etti
Yıldıztepe'de arazileri toplulaştırma çerçevesine alınan 300 kişiden 279'u, yapılan uygulamadan memnun kalmadı ve konuyu mahkemeye taşıdı.
Niğde'nin merkeze bağlı Yıldıztepe beldesinde çiftçiler, Arazi Toplulaştırma Projesi çerçevesinde işlem yapan özel bir şirket tarafından arazilerinin birleştirilmesi yerine parçalandığını, iyi yerlerin ellerinden alınarak verimsiz araziler verildiğini ileri sürüp tepki gösterdi.
Yıldıztepe'de arazileri toplulaştırma çerçevesine alınan 300 kişiden 279'u, yapılan uygulamadan memnun kalmadı ve konuyu mahkemeye taşıdı. Toplulaştırma çalışmalarının adil bir yöntemle yapılmadığını iddia eden belde halkı, toplulaştırmanın devlet eliyle değil özel bir şirket tarafından yapıldığı için amacı dışına çıkıldığını ve hak kayıpları yaşadıklarını anlattı. Yıldıztepe'de çiftçilik yapan ve arazisinde yer alan evi, ağaçları ve ruhsatlı su kuyusu komşusuna geçen Kadir Aksoy "biz hakkımız olanı istiyoruz" dedi. Aksoy; "Benim yerleşim yerimi aldı, yan komşuma verdiler. İtiraz ettik, kabul edilmedi, mahkemeye gittik net bir çözüm alamadık. 40 yıllık ağaçlarım, evim, mandıram, elektriğim yan komşuya verildi. Çizen kişi şahsa özel çizmeseydi bu sorunlar yaşanmayacaktı. 1 kilometre ileride bu toprağa eş değer tarlalarım var, toplulaştırmanın anlamı bir yerde toplamaktır. Verimli tarlam yerinde kalsın. Kimsenin hakkını istediğimiz yok ama kasabamızda 10 kişi istediği yerden istediği güzellikte yeri aldı. En büyük adaletsizlik burada, biz bunu kabul etmiyoruz" diye konuştu.
"Devlet eliyle yapılırsa kabul ederiz"
Çiftçi Mehmet Özcan ise "279 kişi imza topladık. 6 senedir tarla teslim edilmedi. Satacağız satamıyoruz, alacağız alamıyoruz. Ortada tapu var, tarla yok. "Anlaştıralım" diyen müdürü verilen tarlaya götürdüm, "tarlada üzerimi örtecek toprak bulabilirsen vallahi kalkmam" dedim. Kayayı verdiler bana. 48 bin 600 metrekare yerimi 41'e düşürmüşler. Ne yaptılar benim tarlamı? 8 yıldır bu sorunları yaşıyoruz. Buna can dayanmaz. DSİ'ye mi verirler, tarıma bilmem. Devlet eliyle yapılırsa biz kabul ederiz, değilse buraya şirket sokmayız. 40 derece sıcakta çalışıyoruz yetiştiriyoruz, karınlarını doyuruyoruz, oyumuzu veriyoruz, "senin vekilin olayım" diyorlar ol diyoruz, maaşlarını veriyoruz, vergilerimizi veriyoruz. Bize yapılır mı bu?" dedi. Belde halkından Mehmet Akay ise bu mağduriyet çözülmezse büyük sorunlar olacağını ifade etti. Akay; "Benim iyi yerimi gitmiş başkasına vermiş. Şimdi ben iyi yerimi kötü yere verir miyim? Vermem. Burada kan gövdeyi götürür. Adaletli bir ayrım olur, tapuları veririz ya da burada cinayet çıkar" ifadelerini kullandı. Toplulaştırma yerine arazisinin parçalandığını söyleyen Ayşe Güngör ise; "Babamdan bize parça parça tarlalar düştü. Ben de dilekçe ile birleştirilmesini istedim. Tarlaları taşımadılar 10 kez dilekçe verdim. Tapulaştırmada bize parça parça yerler verdiler. Biz buraya toplanmasını istedik. 12 parçaya bölmüşler bu nasıl toplulaştırma? Bunun anlamı ne? Madem bütünleştirme dediler. Adamı olan tarlasını çok güzel taşıdı, topladı ama adamı olmayan mağdur edildi. İlla torpil mi lazım her şeyde" ifadelerine yer verdi.
Proje çerçevesinde yapılması gereken yolların da düzensiz yapıldığına dikkati çeken Ali Güngör, "Burada 15 kişiye özel toplulaştırma oldu, geriye kalan herkes mağdur" dedi. Beldede hayvancılık yapan Musa Akgümüş'ün yaşadığı evin bulunduğu arsanın yarısı ise yan komşusuna geçti. Arsasında değişiklik istemediğini ifade eden Akgümüş, "Hem komşum hem de ben mağdur edildik" dedi.
HABERE YORUM KAT